CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davasına ilişkin; "Bu meselenin özü Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getirme değildir. Bu meselenin özü Türk milletine, kendisini kimin yöneteceği konusunda seçme yasağı getirmektir. İmamoğlu’nun şahsi meselesi değildir, Türk halkına ‘günü geldiğinde İmamoğlu aday olursa onu seçemezsin’ diye millete direnmektir. Mesele Cumhurbaşkanı adaylığını Ekrem Bey’in seçme seçilme hakkının ötesinde milletin seçme hakkına saldırıdır. Bu milletin seçme hakkını bu millet elinden aldırmaz. Nokta" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getiren istinaf sürecindeki davaya tepki gösterdi.

"Bu meselenin özü Türk milletine kendisini kimin yöneteceği konusunda seçme yasağı getirmektir"

 Özel şöyle konuştu:

İstanbul Belediye Başkanımız Sevgili Ekrem İmamoğlu. Hepimizin İstanbul’a hizmetlerinden onur duyduğu, Beylikdüzü'nde aday olduğu günden beri şimdiye kadar AK Parti'ye dörtte dört yapan, Beylikdüzü Belediyesi, 31 Mart seçimleri, 2019 tekrar seçimleri, 2024 yerel seçimleri. Dörtte dört. Rüyasını görüyor. Eskiden o yapıyordu böyle şimdi rüyasında Ekrem Bey yapıyor böyle. Öyle olunca siyaseten baş edemeyince, demokratik bir yarışta yenemeyince, 2019'da önce YSK’ya suç işletip seçimleri iptal edip 12 bin 600'lük fark vardı, 45 gün sonra 608 bin fark oldu. Niye? Fatih’te bir bakkal amca dedi, '30 sene burada fasulye tarttım, pirinç tarttım, nohut tarttım. 30 senedir de Tayyip Erdoğan’a oy attım' dedi. 'Ben hak geçmesin diye pirince müşterinin kefesine şöyle ucuyla atarım belki 30-40 yılda bir kamyon pirinç, bir kamyon buğday attım müşteriye hak geçmesin diye. Bir kere oy atmadım size Özgür Efendi' dedi. 'Bir daha da atmam belki' dedi. 'Son seçimde Binali Bey’e verdim, her seferinde de Tayyip Bey kim diyorsa ona verdim. Bu sefer vereceğim Ekrem evladıma. Çünkü hak geçti' dedi. Şimdi Tayyip Bey o hacı amcayla inatlaşmaya devam ediyor. O hacı amcanın ferasetiyle ve vicdanıyla inatlaşıyorlar.

Bir başkası adı 'Ahmak Davası'. Mevzunun özeti şu; Soylu, Avrupa’daki belediyelerle konuşurken Türkiye’deki sıkıntılarını anlatan İmamoğlu için 'Türkiye yurt dışına şikayet eden ahmak' deyiverdi. O da hakkıdır ya, 'Sensin ahmak' deyiverdi. 'Türkiye'deki seçimi iptal edenler ahmaktır' dedi. Bu lafı söyleyen Soylu’ya cevaben söylendi. Soylu kendisi tazminat davası açtı ‘bana ahmak dedi’ diye. Sonradan bir cinlik, bir kumpas düşündüler, Soylu’ya söylemiş olmasın bizce o YSK‘yı kastetmiş olsun, kurul halinde çalışan kamu görevlisine alenen hakaret suçundan iki yıl ceza verelim, siyasi yasak getirelim.

Bu meselenin özü Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getirme değildir. Bu meselenin özü Türk milletine kendisini kimin yöneteceği konusunda seçme yasağı getirmektir. İmamoğlu’nun şahsi meselesi değildir, Türk halkına ‘günü geldiğinde Ekrem İmamoğlu aday olursa onu seçemezsin’ diye millete direnmektir. O yüzden dün sevgili Mansur Başkan'la da birlikteydik, o da kendi açıklamasını yapmıştı. Bu partinin dönüp dolaşıp ‘Cumhurbaşkanı adayı o mu olur, bu mu olur’ diye sarayı memnun edecek tartışmalardan ve sarayın taşeronlarının yarattığı çalkantılardan uzak durması lazım. Mesele Cumhurbaşkanı adaylığını Ekrem Bey’in seçme seçilme hakkının ötesinde milletin seçme hakkına saldırıdır. Bu milletin seçme hakkını bu millet elinden aldırmaz. Nokta.”

“Ekonomideki yalanları ortaya çıkarmaya devam edeceğiz”

Özel konuşmasında, ekonomik durumla ilgili değerlendirmeler de yaptı ve iktidarın politikalarını eleştirdi. Özel, şöyle konuştu:

"İktidar partisi ekonomiyi düzeltme konusunda elbette sınıfta kaldı. Orta direği yok ettiler. Asgari ücret, beyaz, mavi, gri yakalılar beslenme ya da barınma sorunu yaşıyor. İstanbul’da ev tutarsan aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın. Sistem bu durumda. İktidarın bu sorunları çözecek bir reçetesi yok. 'Asgari ücrete dört kez zam yapacağım' dedi ikinci zammı bile yapmadı. Ve en son aylık enflasyon açıklandı. Aylık enflasyonda yaz etkisini beklediler, eksi enflasyon beklediler yüzde 3 geldi. Yüzde 3 enflasyon dünyadaki 83 ülkeden yüksek ama lafımı yanlış anlamayın yıllıkta değil. Bizim aylık enflasyonumuz 3, dünyadaki 83 ülkenin bir yıllık enflasyonu yüzde 3’ten düşük. Türkiye toplam enflasyonda Arjantin, Güney Sudan ve Zimbabwe‘den sonra enflasyonu en yüksek ülke. '51'den 49'a düştük' diyor. Yaz etkisi, baz etkisi 51'den 49'a düşünce fiyatlar düşmüş gibi anlatıyor. Ne fiyat düşmesi? 51 ise enflasyon geçen sene 100 lira olan mal 151 olur, enflasyon 49 olunca 149 lira olur. Fiyat düşmez. Geçen seneye göre yüzde 51 değil 49 artar. 151 lira olacağına 149 lira olur. Ama geçen seneden 49 lira pahalı olur. Enflasyonu eksi yapmadan fiyatlar düşmez, enflasyonu tek haneye indirmek için, bu yalan, bu masal bitmez. Bundan sonra CHP olarak Ekonomi Koordinasyon Kurulumuzun, ekonomi masamızın gayretleri ile bu rakamları, bu gerçekleri hem iş dünyasıyla hem emek örgütleriyle hem sokakla caddeyle hem ev hanımlarıyla hem asgari ücretle çalışanlarla en etkili şekilde konuşmaya, bu yalanları gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz.”

"Hatay'dan eksik olmadık, olmayacağız"

Özel, cumartesi, pazar, pazartesi günleri Hatay'a yaptığı ziyaretle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Özel, şunları söyledi:

“İktidar partisinin üvey evlat yerine koyduğu, verdiği sözleri tutmadığı Hatay'da. Grubumuza teşekkür ediyorum yaz boyunca Gölge Bakanlarımız ve milletvekilleri, milli eğitim, ulaştırma, sağlık, ekonomi, depremsellik, dirençli kentler noktasında, hukukçularımız rezerv alan meselesinde gittiler geldiler. O raporlarla gittim. Dün Hatay’da 700 kişilik bir salonda bin kişiyle oturduk. Normalde CHP eleştiriye açık bir parti. Hatay eleştiri dozu yüksek bir il. Bu kadar zorluktan bir yana orada eleştiri değil hepiniz sayesinde takdir duydum. 'Hiç buradan elinizi çekmediniz, Atatürk’ün dediği gibi Hatay'ı kendi meseleniz, şahsi meseleniz bildiniz. Buradan ayrılmayın' dediler. Dün bin kişi bir karar verdik. Dedik ki, bu salonu parça parça ayıralım, her hafta bir gölge bakan gelsin, sorunları biliyoruz, çözüm önerilerini söyledik, daha çoğunu söylüyoruz ama takip etsin. Her hafta Hatay'ın sesi Hatay'dan bir gölge bakanla ve ilgili milletvekilleri ile ve o raporlar doğrultusunda genel başkan ağzından bu kürsüde söylensin. Sözüm sözdür ki Hatay'dan eksik olmadık, olmayacağız. Eksik olmasınlar canım Hataylılar. Onları yalnız koymayacağız, söz veriyorum.

"Haftaya Gölge Ulaştırma Bakanımız Ulaş Karasu Hatay'ta ilk toplantısını yapacak"

İktidarın 254 bin konut sözü verdiğini ancak 11 bin 366 anahtar dağıtıldığını belirten Özel, “Yüzde 4,5. Türkiye’de oran 650 bin yapacağız dediklerine kıyasla yüzde 15’te, Tayyip Bey '365 bin yetecekmiş' diyor. Türkiye ortalaması yüzde 30, Hatay ortalaması yüzde 4,5. Yüz depremzedenin 96’sı çadırda, konteynerde ya da gurbette. Yerinde dönüşüm yapanlara, 750 bin kredi 750 bin hibe yetmiyor işlemiyor bu inşaat malzemesi fiyatlarıyla, maliyetleriyle. Bir buçuk milyon hibe, bir buçuk milyon kredi Hatay’ın temel beklentisi. Bunu arkadaşlarımız Meclis’te bu hafta dile getirsinler çalışsınlar, ilgili komisyonları toplantılara çağırsınlar” dedi.

“Mücbir sebebi üç yıl uzatın”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur

Hatay’ın Amik Ovası’nda yetişen 15 çeşit ürünün 15’inde de üreticinin zararda olduğunu ifade eden Özel, şöyle konuştu:

“Geçen sene 25’e satılan pamuk 18-22 arası alıcı bulmakta. TOKİ evleri, ev çıkana boş senet imzalatıyorlar, mafya gibi. Senete imza atmazsan deprem konutunu teslim alamıyorsun, senet boş. Altını sonra dolduracaklar. Deprem dosyalarına bilirkişi raporları yollanmayarak, gelenler kabul edilmeyerek yenileri istenerek, tutuksuzlar tutuklanmadan, dava sonuna gelirken firar ederek, firarilere kırmızı bülten çıkarılmadan Hatay’da depremdeki kayıpların sorumluları devlet eliyle sistematik şekilde yargı araçsallaştırılarak korunuyor. Bu konuda büyük isyan var. Ve mücbir sebep. Üç ayda bir uzatıyorlar, üç ayda bir Hatay işi gücü bırakıyor, Hatay milletvekilleri işi gücü bırakıyor, mücbir sebebi uzatıyor. Üç ay uzatmayın Kasım geliyor, şunu üç yıllığına uzatın. Daha önce başka illerde iki yıl, üç yıl uzatıldı. Bunu yapın, artık Hatay’ın önünü açın, önünü görmesini sağlayın. Haftaya Gölge Ulaştırma Bakanımız Ulaş Karasu ilk toplantısını yapacak, her hafta orada olacağız, her her fırsatta Hatay’ın sorununu dile getireceğiz. Neden yapıyoruz? Vasiyet öyledir, Gazi’nin vasiyeti öyledir. Hatay onun milli meselesidir, şahsi meselesidir, Hatay bizim meselemizdir."

"Tayyip Erdoğan’ı derhal Esat’la görüşmeye davet ediyorum"

Özel, Hatay’daki sığınmacı sorunuyla ilgili de şunları kaydetti:

Hatay’ın ve Türkiye’nin bir meselesi sığınmacı sorunu. Çok konuştuk, çok anlattık. 'Esat'la görüşmeye gideceğiz' deyince 'Ben de gideceğim' dedi. Putin'i devreye soktu, sistemi kilitliyor, çözüm üretmiyorlar. Bir yandan tarihi fırsat var. Esat genel laf ilan etti. Türkiye'de geçmişte Suriye'de suçu ne olursa olsun, bulunan herkes giderse aftan yararlanıyor, genel af cezaevleri boşaldı. İlan tarihinden önce işlenen suçlar işlenmemiş sayılacak. Tam Suriye'ye dönecek fırsat. Tam dünyayı ayağa kaldıracak, elinizi taşın altına sokun diyecek. Bizimkinden tık yok. Ve bir çalışma yapmış Göç İdaresi’ne, Türkiye’de geçici sığınma statüsünde olanların üç aylık geçici çalışma izinlerinin üç yıla çıkarılmasına, Türkiye’de bulunan geçici sığınmacıların, oturma izni olmayanların, çalışma izni olmayanların olmasına, bunların istihdama katılmasına. Allah’tan korkun. İstihdama çalışma izni olmayan yeni Suriyelilere çalışma izni verip onları istihdama katacağına Türkiye’de üç gençten biri işsiz, bizim evladımızı istihdama kat. Biz ayrımcılık yapan, birey olarak sığınmacıyı hedef alan bir siyasi parti değiliz, yapanları da hiç doğru bulmuyoruz. Ama biz sığınmacıya değil, sığınmacı yaratan politikalara ve Tayyip Erdoğan gibi politikacılara karşıyız. Ve herkesin madem ki artık orada şartları olgunlaştı, genel af da çıktı. Herkesin evi güzel, herkesin memleketi güzel. Bizim yoksulumuz, bizim işsizimiz bize yeter. Onun için Tayyip Erdoğan’ı derhal Esat’la görüşmeye davet ediyorum, derhal.”

"Recep Tayyip Erdoğan milletin malını Cengiz’e peşkeş çekiyorsun"

Özel, Cengiz Holding’e adrese teslim verilen ihalelerle ilgili de eleştirilerde bulundu. Özel, şöye konuştu:

“Bir geçen sene Elazığ’da bir ihale açtılar, milletvekilimiz bana kapalı bir zarf getirdi, bir tane de AK Parti grup başkanvekiline birlikte verdik. Dedi ki, ‘Adrese teslim bir ihale, Elazığ’daki bakır madeni Cengiz Holding’e anahtar teslim’. Dedi ki, ‘Sondaj montaj olmadan üç 5 milyar dolarlık bakır var diyorlar, içinde altın da var, gümüş de var, en az 60 milyar dolar’. Günü gelince kapalıydı zarf, açtık. İçinden Cengiz İnşaat çıktı. İki hafta önce mühürlemiş. ‘Nereden bildin’ dedik? Öyle bir davet mektubu, öyle bir şartname yazmışlar ki başkası giremiyor. Cengiz İnşaat 5 milyara aldığı işi, 60 milyarlık -çıkardı rezerv daha da çıkarıyor- şimdi Sinop’ta aynı numara çekiliyor haftaya bu saatlerde geçmiş olacağı için şimdiden söylüyorum. Haftaya Salı sabahı yine bir ihale var bu sefer Sinop’ta. Şartname kopyala yapıştır, aynı Elazığ’dakine benziyor. Ve Genel Başkan Yardımcımız çalıştı, şartnameye yazmışlar ihale bedeli 3,5 milyar. Deniz Yavuzyılmaz hesaplamış tam 100 milyar lira. Şartnameye bazı sistemler tanımlamışlar, o tanımlanan sistemler bir tek Cengiz İnşaat’ta var. Aynı Elazığ gibi anahtar teslimi verecekler 3,5 milyara, Cengiz İnşaat 100 milyarını yiyecek bu milletin. Buradan bu büyük hukuksuzluk için milletimize, Elazığ’a, Sinop’a 81 vilayete bu Cengiz İnşaatı da, bu Cengiz İnşaat’a zenginleştiren, kayıran, besleyen ve ondan beslenenleri şikayet ediyorum. Madem ki ‘Her şeyin sorumlusu benim ben’ diyorsun Recep Tayyip Erdoğan milletin malını Cengiz’e peşkeş çekiyorsun.”

"Bu milletin vicdanını parayı da yener Tayyip Bey’in siyasi desteğini de yener"

Konuşmasında Fernas işçilerinin eylemlerine de değinen Özel şunları söyledi:

“Dün Hatay’da Yolbulan işçilerini ziyaret ettim, 104 gündür eylemdeler. 700 derece sıcakta düşük maaşa çalışıyorlar. Asgari ücret artıp 25 bin lira olsaydı maaşları 30 bin lira olacaktı. Ama asgari ücret artmadı 19 bin liraya çalışıyorlar dayanamıyorlar, çok ağır işleri var. Eylemdeler, eylemleri için gittik yanlarında durduk. Hatay milletvekillerimizi yarın son bir kez işverenle arabuluculuk görüşmesi yapacaklar, ümit ediyoruz çözerler. Bir de benim hemşerilerim var. Bağımsız Maden-İş’e bağlı Fernas işçileri. Soma‘dan Ankara’ya yürüdüler, yalınayak yürüdüler, dikkat çekmek için. Fernas şirketi AK Parti Batman milletvekilinin adı ve soyadının kısaltmasıdır. Vekilimiz Ankara’da aktif milletvekilidir, orada işçilerin son derece makul talepleri sırf sendikalı oldukları için kabul edilmemiştir. İşçilere kötü davranılmıştır, direnen işçilere ters kelepçe yapılmıştır ve buradan hepinize hatırlatırım ki, Soma‘da bir sarı sendika var. Soma’yı perişan eden sarı sendika. Bu işçiler Bağımsız Maden-İş’te örgütlüler. Niye? Hani geçen sefer Soma’nın hakkını vermediler de Süleyman Soylu‘nun tüm zorlamasına rağmen yola düştüler de sarı baretleri yere tak tak tak vurdular da hak aradılar da Soylu direndi, Tayyip Bey direndi, verilmedi, verilmedi. O bağımsız maden işinin gariban kurucusu Tahir Çetin ve Ali Faik İntel, Süleyman Soylu‘nun geri çekildiği bu yolda bayram için gidip yine geleceğiz derken anasının elini öpmeye, evladına giderken trafik kazasında öldüler ya, bu bağımsız madeni o bağımsız maden iş noktasını bu arkadaşlar Fernas işçileri eziliyormuş, görmüşler ki sarı sendika değil görmüşler ki maden işçisinin hakkı için bağımsız kurulan bir sendika can veriyor, biz de oraya geçiyoruz demişler. İşte ondan korkuyor Ak Parti milletvekili. İşçilerinin sonuna kadar arkasında duracağız, dururuz. Bu milletin vicdanını parayı da yener Tayyip Bey’in siyasi desteğini de yener."

(SÜRECEK)

 

Muhabir: Haber Merkezi