Metin Lokumcu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemdeki Hopa mitingi öncesinde yaşanan eylemlerde polisin sıktığı basınçlı su ve biber gazı ile fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmesiyle ilgili 13 polisin yargılandığı davanın karar duruşmasında, mahkeme, tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Artvin’in Hopa ilçesine ziyareti sırasında yaşanan olaylarda polisin biber gazı kullanması nedeniyle kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesiyle ilgili 13 polis hakkında açılan davanın 14'üncü duruşması, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı, 13 sanık hakkında beraat kararı verildi.
Sanık müdafilerin savunmalarının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Metin Lokumcu'ya fiziken darp ve müdahale olmadığına dikkati çeken mahkeme heyeti, toplumsal olaylara müdahaledeki orantılılık ilkesini hatırlattı ve biber gazı kullanımının silahtan yararlanma olarak kabul edildiği kaydedildi. Metin Lokumcu'nun ölümü ile sonuçlanan olayda illiyet bağı olmadığını dile getirdi. İlliyet bağı olmadığı yerde kusurdan bahsedilemeyeceği de kaydedildi. Yapılan müdahalenin orantılı olduğunu ifade eden mahkeme heyeti tüm sanıkların beraatine istinaf yolu açık olmak üzere karar verdi.
“Hukuka inanmaya çalışıyoruz maalesef yargı da bizi inatla bundan uzaklaştırmaya çalışıyor”
Duruşmanın ardından Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu yaptığı açıklamada öfkeli olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Belki çoğumuz sonucun böyle olacağını biliyorduk, ama biz son ana kadar bir umut bekliyorduk. Karalamaya çalıştılar, babamı hasta ilan ettiler, bile bile hukukun bugün sınıfta kaldığını izledik. Üzüldüğüm nokta gerekçeli kararda o kadar biz 13 yıldan beri anlatmamıza rağmen bizi hiç dinlememişler kendi kafalarına göre zaten kararı netleştirmişler. Bizi buraya hepimizi gelip götürüp hani sizi adliye koridorlarında süründüreceğiz lafını 13 yıl boyunca biz bunu yaşadık. Bu karar benim gözüm ve gönlümde yok hükmünde ben çünkü babamın çok sağlıklı, gücünün yerinde olduğu, o gün orada haklı bir mücadele verdiğine inanıyorum ve bunu da ispatladığını gönül rahatlığıyla tüm Türkiye ve kamuoyunun gördüğüne eminim. Öfkeliyim, cümleleri seçemiyorum, sinirime yenik düşmek istemiyorum. Çünkü hala biz bu coğrafyada yaşıyoruz, her gün üzerimize daha da baskıyla geliyorlar ama bir yerde kırılma noktası olursa maalesef bu ülke çok başka yerlere gidecek. Biz inatla adalete inanmaya çalışıyoruz, hukuka inanmaya çalışıyoruz maalesef yargı da bizi inatla bundan uzaklaştırmaya çalışıyor. Güçlülerin yanında olmaya çalışıyor ama hiçbir zaman haklının yanında olmaya çalışmıyor. Biz haklıyız bu sonucu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz taktiri kamuoyuna bırakıyoruz.”