Depremin yerle bir ettiği Malatya’da, küllerinden yeniden doğması beklenen çarşı merkezinin bu haliyle yükselmesine hangi akıl “olur” verdi? Şehir, büyük bir felaketten çıkmışken, bu plansız ve estetikten yoksun beton yığınına nasıl teslim edilir? Görselde açıkça görülen projede hiçbir kültürel, tarihi ya da kimliksel bağlam gözetilmemiş. Üstelik Malatya gibi binlerce yıllık bir geçmişe sahip bir şehrin, böylesine sıradan, karakter yoksunu binalarla anılacak olması büyük bir utançtır.
Yapılar ve Yollar: Kaosun Somut Hali
Bu projeye bakıldığında, yalnızca binaların değil, yolların ve genel düzenlemenin de ne kadar çarpık ve düzensiz olduğu hemen fark ediliyor. Binalar düzensiz bir şekilde sıralanmış, aralarındaki boşluklar plansız bırakılmış ve sokaklar adeta bir labirente dönmüş durumda. Bu tür çarpık yollar, yalnızca trafik sorunlarına davetiye çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda estetik açıdan da şehrin dokusunu daha da bozuyor. Bir çarşı merkezi düşünün: ne yayalar için rahatça gezilecek alanlar var ne de araçlar için düzenli bir akış. Bu, bir şehir merkezinden beklenen fonksiyonelliği tamamen ortadan kaldırıyor.
Halkın Sesine Kulak Verin
Depremin ardından kent dokusunu onarmak ve insanlara yeni bir umut sunmak beklenirken, bu proje tam aksine şehrin ruhunu söküp atmaktadır. Malatya’nın dokusunu yeniden oluşturmak için ne tarihi esintiler, ne yerel mimari unsurlar, ne de çağdaş şehircilik anlayışına uygun tasarımlar gözetilmiş. Halkın ruhuna hitap etmeyen bu tasarımlar, kent planlamasında halkın katılımının ne kadar dışlandığını göstermektedir.
Sorumluluk Kimde?
Bu projeye izin veren, onaylayan ve uygulayan tüm aktörler bir açıklama yapmalıdır. Bu binalar, Malatya’nın kimliğini yansıtmaktan çok uzaktır ve herhangi bir Anadolu şehrinin herhangi bir sokağına fırlatılmış rastgele bir tasarım gibi görünmektedir. Plansız yollar ve düzensiz yapılaşma, şehrin yaşam kalitesini düşürmekle kalmayacak, gelecekte ciddi trafik, altyapı ve sosyal sorunlara neden olacaktır. Malatya’nın büyüleyici tarihine, zengin kültürüne ve onu farklı kılan değerlerine bir saygısızlık örneğidir.
Şehirdeki Tüm Aktörlere Çağrı
Bu projeye dur denilmeli. Şehirdeki tüm aktörler; belediye başkanından mimarlık odalarına, akademisyenlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes sesini yükseltmelidir. Bu sadece betonarme binaların meselesi değil, bu Malatya’nın geleceğine ve çocuklarımıza nasıl bir şehir bırakacağımızın meselesidir. Çarpık yollar, düzensiz binalar ve plansız bir kent merkezi, Malatya’nın geleceğine vurulmuş bir darbedir.
Şimdi bu şehrin kimliğini, kültürünü ve insanını savunma zamanı. Malatya’nın çarşı merkezine yapılan bu yanlışa dur denmezse, yarın çok geç olabilir.
Yıkımı Yaşayanlar, Yeniden İnşa Edenler Olmalıdır
Eğer bir ders alınmayacaksa, yaşanan bunca acının anlamı nedir? Malatya halkı, bu şehrin gerçek sahipleri olarak sürecin her aşamasında söz hakkına sahip olmalıdır. Şehrin kimliğini korumayan ve çarpıklığı düzelteceğine daha da büyüten her yapı, gelecekte bize daha büyük sorunlar olarak dönecektir. Sesimizi yükseltelim; Malatya’nın yaralarını kapatacak değil, derinleştirecek bu projeye “hayır” diyelim!