Malatya Demokratik Kadın Platformu, 8 yaşındaki Narin Güran'ın 19 gün sonra cansız bedeninin bulunması üzerine basın açıklaması yaptı. Platform adına konuşan Seda Uçar, Türkiye'de çocuklara yönelik şiddetin sistematik bir sorun olduğunu vurgulayarak, bu durumun çocukların yaşam haklarını ellerinden aldığını belirtti.
8 yaşındaki Narin Güran'ın ölü bulunmasına bir tepki de Malatya Demokratik Kadın Platformu'ndan geldi. Malatya Emeksiz Üst Kavşağı’nda platform adına açıklama yapan Seda Uçar, Narin Güran'ın ölümüyle birlikte çocuk koruma sistemindeki eksikliklerin bir kez daha gözler önüne serildiğini ifade etti. Uçar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"21 Ağustos'tan bu yana kendisinden haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunduğunu büyük bir üzüntü ve öfke ile öğrendik. Yine isyanımızla ve yasımızla karşınızdayız. Türkiye'de çocuğa yönelik ihmal ve istismar; çocukların yaşam haklarını ortadan kaldıran, çocukların çocuk olma, sağlıklı bir şekilde ve haklarıyla yaşama ve büyümelerini engelleyen çok ciddi bir sorun. Üstelik tespit edilebilen, kamuoyuna yansıyan, yani bizlerin gördüğü ve bildiği örnekler, yaşananların tamamını yansıtmadığı gibi buzdağının görünen kısmı olduğu da aşikardır. Çünkü çocukların karşı karşıya olduğu olası riskleri ve sorunları erken aşamada tespit edebilen ve önleyebilen bir sistem henüz mevcut değildir. İstismara uğrayan, kamuoyunda gündem olan, yaşam hakkı elinden alınan her çocuğun hikayesi, bize çocuk koruma sisteminin, çocuklara yönelik ve çocukları da ilgilendiren konulardaki politikaların eksiklerini, zayıflıklarını, yanlışlıklarını göstermekte, aynı zamanda çocukları koruyacak bir sistem için neler yapılması gerektiğini göstermektedir. Her bir çocuğun hikayesi aynı zamanda iktidara, tüm devlet kurumlarına, buralarda görevli olanlara, örgütlü kurumlara, çocuk alanında çalışan örgütlere sorumluluklarının ne kadar hayati olduğunu da hatırlatmaktadır.
"Çocukları koruyacak sistemin eksikleri"
Bizler Malatya Demokratik Kadın Platformu bileşenleri olarak; İstismara uğrayan, kamuoyunda gündem olan, yaşam hakkı elinden alınan her çocuğun hikayesi, bize çocuk koruma sisteminin, çocuklara yönelik ve çocukları da ilgilendiren konulardaki politikaların eksiklerini, zayıflıklarını, yanlışlıklarını göstermekte, aynı zamanda çocukları koruyacak bir sistem için neler yapılması gerektiğini gösterdiğini tekrarlıyoruz. Her bir çocuğun hikayesi aynı zamanda iktidara, tüm devlet kurumlarına, buralarda görevli olanlara, örgütlü kurumlara, çocuk alanında çalışan örgütlere sorumluluklarının ne kadar hayati olduğunu da hatırlatmaktadır. Çocuklara sunulmayan her temel hak, sonuçları itibariyle çocukların çok ciddi şekillerde zarar görmesi, çocuk haklarından mahrum kalması ve çocuk istismarı ile sonuçlanmaktadır. Çocukların erken yaşlardan itibaren kreş eğitiminden mahrum bırakılmadığı, hane içerisinde yeterli beslenme, sağlıklı ve güvenli barınma haklarının sağlandığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalandığı bir sistem inşa edilmelidir."