Karadeniz bölgesinin önemli gelir kaynaklarından biri olan fındık üretimi, İstanbul'da Karadenizlilerin yoğun olarak yaşadığı Beykoz'un bazı mahallelerinde sürdürülüyor.
İlçedeki Tokatköy Mahallesi'nde küçük bir bahçesi bulunan Turgut Varol, babasından miras kalan fındık ağaçlarında bu sezon yetişen fındıkları toplamak için hazırlıklarını tamamladı
Varol, zirai ilaç kullanmadan büyüttüğü fındıklarının olgunlaşmasıyla birlikte, hasat için komşu ve arkadaşlarıyla sabahın erken saatlerinde bahçeye girdi.
Karadeniz bölgesinin engebeli geniş bahçelerinin aksine düz zeminde küçük bir bahçede yapılan hasada Karadeniz türküleri ile horon da eşlik etti.
Daldan tek tek elle toplanan çotanaklar önce kovalarda biriktirildi, sonra da el arabasıyla taşınıp kabuğuyla birlikte iyice kuruması için güneş gören bir yere serildi.
Kuruma işleminden sonra patoz denilen tahıl dövme makinesinden geçirilerek dış kabuğundan ayrılacak olan fındıklar, ikinci bir kurutmadan sonra kış boyu yenmek üzere saklanacak.
"Yılda 300 ila 500 kilo arasında ürün alabiliyoruz"Megakentte fındık yetiştirme serüvenini AA muhabirine anlatan Varol, ailesinin 90 yıl önce İstanbul'a göç ettiğini, kendisinin de Beykoz'da doğup büyüdüğünü anlattı.
Fındığın İstanbul'da da yetişebildiğini aktaran Varol, kentin havasının Karadeniz ile aynı olduğunu söyledi.
Bahçedeki ağaçların 50 yıldır ekili olduğunu kaydeden Varol, "Dedemin zamanında burada sebzecilik yapılırdı. Fabrikaların artması nedeniyle, atmosfere çıkan egzoz dumanları çiğ olarak sebzenin üzerine düştüğü zaman ürün tahrip oluyor, çürüyor. Verim alamıyorsun. Kendi ihtiyacımız kadar ufak tefek hala yapıyoruz ama eski tadı yok. Ya sera yapacaksın ya da hiç yapmayacaksın." diye konuştu.
Varol, sebzelerden verim alınamaması üzerine babasının söküp bahçeye fındık fideleri ektiğini anlattı. O günden beri fındık üretimi yaptıklarını kaydeden Varol, bahçelerinde 80-90 kadar fındık ocağı olduğunu aktardı.
Fındık toplama işinin zor olduğunu kaydeden Varol, "Toplamaya etraftan geliyorlar, arkadaşlar gelip yardım ediyor. Yine de haklarını veriyorum. Toplanıyor, kurutuluyor, patoza veriliyor. İhtiyacımız olan kadar fındığı alıyoruz, kalanını toptancıya veriyoruz." şeklinde konuştu.
Varol, mahsulün durumuna göre yılda 300 ila 500 kilo arasında ürün alabildiklerini ve bahçede üretimi devam ettirmek istediğini vurgulayarak, "Burası böyle kalsın. Böyle kalmasını istiyorum. Beton yığını mı olması daha iyi, böyle bahçe olması mı daha iyi?" ifadelerini kullandı.
Memleketine çok sık gitmediğini dile getiren Varol, Tokatköy'de yaşamakla ilgili "Köyde gibiyiz burada. Buradan çıkınca şehir oluyor, buraya gelince köy gibi oluyor." dedi.
"Buralara gelmeden önce İstanbul'da fındık yetiştirildiğini bilmezdim"Turgut Varol ile arkadaş olduklarını ve kendisine yardım etmek üzere bahçeye geldiğini belirten Ahmet Murtazaoğlu ise "Biraz terlesek de gayet güzel geçiyor." dedi.
Aslen Rizeli olduğunu belirten Ahmet Murtazaoğlu, bu işte tecrübeli olduğunu ifade ederek, "Buralara gelmeden önce İstanbul'da fındık yetiştirildiğini bilmezdim. Sonradan öğrendik ki İstanbul'da fındık var. 'Aynı Karadeniz gibiymiş.' dedim. Sonra da kendimizi fındık bahçesinde bulduk." diye konuştu.
Murtazaoğlu, 2000'li yıllardan beri yaşadığı Beykoz'u İstanbul'daki diğer ilçelere göre daha çok sevdiğini anlattı.
Kendi memleketinde çay da topladığını kaydeden Murtazaoğlu, sıcak havada çay ve fındık toplamanın zor olduğunu söyledi.
Muhabir: Başak Akbulut Yazar