UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'nde yer alan Malatya'daki Arslantepe Höyüğündeki kazılara ilk defa 1996'da üniversite yıllarında katılan ve şu an kazı başkanlığını yürüten Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, Malatya'yı evi gibi görüyor.
Üniversite öğrencisiyken kazılara katılan Restelli, Arslantepe'deki ilk yılını dün gibi hatırlıyor. Aradan geçen zamanda birlikte çalıştığı isimleri de sık sık anımsayan İtalyan arkeolog, akıcı Türkçe konuşmasıyla da dikkati çekiyor.
Prof. Dr. Restelli, AA muhabirine, höyükteki kazılara ilk defa 1996 yılında öğrenci olarak katıldığını hatırlattı.
Arslantepe Höyüğü Kazıları Onursal Başkanı Prof. Dr. Marcella Frangipane'nin Roma La Sapienza Üniversitesinden hocası olduğunu ve kazılarla bu sayede tanıştığını anlatan Restelli, kazı alanına ilk geldiği anı unutamadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"İlk geldiğim yıl, çok özel bir yıldı çünkü kral mezarı bulmuştuk. Çok şanslıydım, geldim ve çok heyecanlı buluntuda çalıştım. 1996 yılından bu yana her yıl geliyorum. O günlerle ilgili hatırladıklarımı söylemek zor, Arslantepe benim için ev gibi oldu, hayatım burada. Yaklaşık 30 yıl geçti ama sanki dün gibi. Arslantepe'den önce bir hayat hatırlamıyorum. Her zaman buradaydım gibi hissediyorum. Burası önemli ve sevdiğim bir yer. Arslantepe kazılarında çok malzeme çıkıyor, burada iş bitmez."
"Ben çocuğumu buraya getirdim, burada büyüdü"
Kazı ekibiyle ilgili "Tam bir aileyiz" diyen Restelli, şöyle devam etti:
"Ben çocuğumu buraya getirdim, burada büyüdü. Cuma günü bizim tatil günümüz ama hep beraber bir yerlere gidiyoruz. Sabah akşam beraberiz. Aile olmak iş için çok önemli. Ekibimizi seçerken uzman arkeolog olmasına dikkat ediyoruz, bir diğeri ise beraber rahat çalışmak, bunu da çok önemsiyoruz. Kazı ekibini seçerken sadece iş olarak bakmak yetersiz kalıyor, insanlık da çok çok önemli. Biz burada her zaman çok rahat çalıştık. Benden önceki kazı başkanı Marcella da ben de hem profesyonel hem de karakter ve insanlık olarak ekibi böyle seçiyoruz."
Kazıya katıldığı ilk günlere dair anılarını paylaşan Restelli, "Kral mezarını bulduktan sonra gece ve gündüz bir kişi kontrol için mezarın başında kaldı. 'İnce Mehmet' dediğimiz, Mehmet Ekin isimli bir işçimiz vardı. İnce Mehmet neredeyse her gece mezarın yanında yattı. Onu unutamıyorum. O zamanlar hava çok soğuktu ama İnce Mehmet haftalarca orada kaldı. Biz sabahları ona kahve götürürdük. İş olarak dolu ve özel zamanlardı." diye konuştu.