Haber: Hakan KAYA
(İSTANBUL )- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 101’inci yıldönümünü, Beşiktaş Meydanı’nda İstanbullularla birlikte kutladı. “Bu şehrin en güzel anını birlikte kutlayacağız. Her güzel anını bu memleketin birlikte yaşayacağız” diyen İmamoğlu, “İstanbullular hiç kimseye, hiçbir fikre, hiçbir inanca körü körüne itaat etmeyen insanlarsınız. Hep aklınızla, hep vicdanınızla, adalet duygunuzla hareket edin. Cumhuriyetten ve demokrasiden, laiklikten ve özellikle hukukun üstünlüğünden asla vazgeçmeyin” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Başkomutanlığını Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı Türk ordusu tarafından 6 Ekim 1923’te geri alınan İstanbul’un kurtuluşunun 101’inci yıldönümünü Beşiktaş Meydanı’nda düzenlenen etkinliklerle kutladı. Çok sayıda İstanbullu'nun katıldığı etkinliğe İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. İmamoğlu’na CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Parti Meclisi üyeleri Berker Esen ve Cem Aydın, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun da eşlik etti.
“Geldikleri gibi gittiler”
İstanbullulara seslenen İmamoğlu, “Bu güzel akşamda sizlerle bir arada olmaktan çok mutluyum sevgili İstanbullular. Bu şehrin eşsiz ve güzel insanları. Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. İstanbulumuzun kurtuluş yıldönümü kutlu olsun. Biz sevgili hemşerilerim bu şehrin en güzel anını birlikte kutlayacağız. Her güzel anını bu memleketin birlikte yaşayacağız. Tekrar tekrar anacağız, kutlayacağız ve iyi anlayacağız. Anlarsak o zaman bu şehrin de bu memleketin de kıymetini daha iyi biliriz. İşte tam da bu anlamda bize bu şehri bu ülkeyi emanet edenlerin ruhları şad olsun. İstanbul tarihin akışını değiştiren bir şehirdir. İstanbul dünya güzeli dünya başkenti, bütün dünyaya buradan gösterdiğimiz en güzel duygu en güzel ses bütün dünyada yankılanır. Fatih Sultan Mehmet Han 1453’te İstanbul'u fethettiğinde Orta Çağ’ın sonu gelmiştir. 1923’te bu aziz millet burada olan sizlerin, özellikle sevgili gençler her birinizin dedesi, ninesi, atası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde ayağa kalkıp işgalcileri İstanbul'dan evlerine gönderdi. Nasıl oldu? Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi gittiler” diye konuştu.
“İşgal birlikleri, İstanbul'dan bayrağımızı, ay yıldızlı bayrağımızı selamlayarak ayrıldılar”
“İşte sevgili hemşerilerim bu büyük zaferde, dünyada yeni bir dönemi başlatmıştır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Milletçe bağımsızlığımıza, onurumuza sahip çıktık ve işgalcilere, hadlerini bildirdik. İşgal birlikleri, İstanbul'dan bayrağımızı, ay yıldızlı bayrağımızı selamlayarak ayrıldılar. O günden sonra ne oldu biliyor musunuz? Dünyanın her yerinde işgalcilere karşı emperyalizme karşı, mücadele eden, masum ve mazlum milletler bağımsızlık yolunda çok güçlü adımlar atmaya başladı. Saltanatlar yıkıldı, rejimler değişti. Yerine cumhuriyetler kuruldu. İşte sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler kurtuluş mücadelemiz, Bandırma gemisinin yola çıkışıyla İstanbul'dan başlamıştı. Tam da bu sahilden kuruluş mücadelemizin ateşini de İstanbul'un işgalcilerden temizlenmesi yaktı. Bugün 6 Ekim. Yani 29 Ekim'e 23 gün kala İstanbul'dan o işgal kuvvetlerini gönderdikten sonra 29 Ekim'de cumhuriyet kuruldu. İstanbul'un kurtuluşundan sadece 23 gün sonra hep birlikte o milletimizin gücüyle Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde cumhuriyeti ilan ettik.
“Tam bağımsızlıktan asla taviz vermeyeceğiz”
O tarihte nice devletler, saltanatla yönetiliyordu. Pek çoğu yabancı güçlerin kontrolü altındaydı. Bu millet bağımsızlığı kendi ruhunda hisseden bu millet Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Nasıl bir cumhuriyet? Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Sevgili hemşerilerim bakın bu duygu önemli. Tam bağımsızlık vurgusu çok önemlidir. Bunu unutmayın. Tam bağımsızlık duygusu milletimizi yücelten bir duygudur. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta, tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur diyor. Bugün her birinizi, hepinizin vazifesi tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmak ve onu yüceltmektir. Peki tam bağımsızlık deyince neyi anlayacağız? Bunun cevabını bize yine ışığımız, rehberimiz Mustafa Kemal Atatürk veriyor ve ne diyor biliyor musunuz? Tam bağımsızlık, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. İşte bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bugün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Sadece tam bağımsızlık lafı lafta değil. Atatürk'ün de işaret ettiği gibi tüm hususlarda tam bağımsızlık demektir. Ne yapacağız? Hep birlikte bu anlayışa sahip çıkacağız. Hiçbir alanda tam bağımsızlıktan asla taviz vermeyeceğiz. Biz tam bağımsızlığın değerini bildiğimiz için kimsenin bağımsızlığına da göz dikmeyen bir milletiz.”
"Yurtta barış, dünyada barış, bütün milletlerin vazgeçilmez ilkesi olmalıdır”
“Bu şekilde dünya barışı ancak eşit ve özgür vatandaşların iradesinde yükselen, birbirinin bağımsızlığına göz dikmeyen, saygı duyan devletler arasında mümkün olabilir. Çok ulu bir söz. Yüzyıllar geçse eskimeyecek. Atatürk'ün dediği ‘Yurtta barış, dünyada barış’ dediği o sözünün anlamı tam da budur. Savaş mecbur kalmadıkça cinayettir. Ama yurtta barış, dünyada barış, bütün milletlerin vazgeçilmez ilkesi olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin her alanda tam bağımsız olabilmesinin güvencesi, çok asil bir söz, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür vatandaşlardır.’ Yani kimler biliyor musunuz? Sizlersiniz. Özellikle sevgili çocuklar, sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler, İstanbullular kendinize güvenin. Gücünüzü bilin. Kararlarınızı hiçbir baskı altında kalmadan kendi özgür iradenizle alın. Bakınız fikri hür vicdanı hür nesiller yaratıcı insanlardır. Ülkesini, milletini değiştiren insanlardır. Sizler hiç kimseye, hiçbir fikre, hiçbir inanca körü körüne itaat etmeyen insanlarsınız. Hep aklınızla, hep vicdanınızla hareket edin. Adalet duygunuzla hareket edin. Cumhuriyetten ve demokrasiden, laiklikten ve özellikle hukukun üstünlüğünden asla vazgeçmeyin. Asla vazgeçmeyin.”
“Kendilerine milletin üzerinde görenler var”
“Çünkü bunlar sizi bu ülkenin tek ve gerçek sahibi yapan değerlerdir. Bakın her biriniz, her yurttaşımız, her gencimiz, her kızımız, her oğlumuz, her evladımız bu memleketin her metrekaresine eşit hissedarlarsınız. Sizler bu ülkenin onun için gerçek sahibisiniz. O nedenle cumhuriyet ve demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğü aynı zamanda işte tam bağımsızlığımızın da vazgeçilmez güvencesidir. Ülkemiz bağımsız ve güçlü olsun diye milletimiz özgür ve mutlu yaşasın diye çok büyük bedeller ödendi. Çok büyük acılar ödendi. Bugün de bedeller, dönem dönem milletimize ödetilmek isteniyor. Bugün de kendilerine milletin üzerinde görenler var. Milletin iradesini beğenmedikleri ve yok saymak istedikleri için kuralları, kurumları hiçe sayanlar var. Şair ne güzel söylemiş öyle değil mi? ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.’ Sizler müsaade etmeyin. Etmeyeceksiniz. Sizler bizim milletimizin evlatları bu davranışta bulunanlara da onlara da doğru yolu siz göstereceksiniz. Sizler göstereceksiniz. Nasıl? Aklınızla, vicdanınızla, ahlakınızla, vatanseverliğinizle doğru yolu göstereceksiniz. Sonucunu beğenmedikleri için milletin iradesini yok sayamayacaklarını eninde sonunda anlayacaklar. Hoşgörünüzle, güler yüzünüzle, doğru yolu göstereceksiniz.
“Siyaseti tek tek öğreteceksiniz”
“Siyasetin, demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde centilmence, mertçe yapılması için gereken bir yarış olduğunu onlara sizler ne yapacaksınız? Tek tek öğreteceksiniz, öğreteceksiniz. Hep birlikte bunu başaracağız. Milletimizin cumhuriyete ve demokrasiye sonsuza kadar sahip çıkacağını çok iyi biliyorum. Çünkü arkamızda bunun sayısız örnekleriyle dolu bir tarih var. Çok anlamlı, çok derin bir tarih var. O tarihte rol üstlenen herkesi saygıyla minnetle anıyorum. Millete olan inancını bir an bile kaybetmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, onunla birlikte çıktığı yolda imkansızı başaran, bize bağımsızlığımızı, cumhuriyetimizi armağan eden aziz milletimizin tüm evlatlarını, tüm şehit ve gazilerimizi minnetle, sevgiyle, saygıyla yad ediyorum. Ruhları şad olsun.”
“Kadınlara ve çocuklara dokunamayacak hiç kimse”
Konuşmasının sonunda etkinlikte kadın cinayetlerine karşı tepki içeren Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın pankartına dikkat çeken İmamoğlu, “Bugün İstanbul'umuzun kurtuluşunun 101’inci yıldönümü. Sevgili İstanbullular, kurtuluş günü kutlu olsun. Daima özgür ol İstanbul, daima mutlu ol İstanbul. İstanbullular mutlu ve huzurlu olacak. Evet Çarşı, isyan ediyor haklı. Kadınlara ve çocuklara dokunamayacak hiç kimse. İstanbulluların huzurunu hiç kimse bozamayacak. Hep birlikte İstanbul'un muhafızı olmaya hazır mıyız? Demokrasinin muhafız olmaya hazır mıyız? Kadına şiddete karşı bir olmaya hazır mıyız? İstanbul muhafızları. Hepinizi çok seviyorum. Kurtuluş gününüz kutlu olsun. Sağ olun, var olun” dedi.
İmamoğlu’nun konuşmasının ardından sevilen sanatçı Melek Mosso, İstanbullular ile buluştu.