(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul depremine ilişkin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; 'yaşanılanları siyasete alet etmeyelim'. Peki Murat Kurum ne diyor; 'İstanbul özelinde 1,5 milyon riskli bina var bunların yüzde 30'u acilen dönüştürülmesi gereken binalar'. Bunu söyleyen 23 yıllık iktidarın bugünkü bakanı, en son İBB adayı. Acaba sorumluluk kimde? Devlet Bahçeli'ye kalırsa sorumlu son 5 yıl. 'Ayrıca İstanbul bunu yapacak ellere teslim edilmelidir' diyor. Biz 2019'dan sonraki sürece ilişkin hesabımızı vereceğiz, bizden evvelin de hesap vermesini talep edeceğiz" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul'da meydana gelen depremlerle ilgili TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

İstanbul depremine ilişki gereken tedbirlerin, AK Parti hükümeti ve geçmiş dönemdeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimlerince alınmadığını belirten Günaydın, CHP olarak 2019 yılından 2025 yılına kadar olan dönemde deprem hazırlığı konusundaki hazırlıklara ilişkin kendilerinin hesap vermek zorunda olduklarını söyledi.

"AKP'nin depremle ilgili sorumluluktan kaçma lüksü yoktur"

"Yaklaşmakta olan İstanbul depremi" söyleminin aşağı yukarı çeyrek yüz yıldır dillere pelesenk olduğunu ifade eden Günaydın, şöyle devam etti: 

Gelenekten geleceğe dijital yolculuk: Sütlüce'deki Dijital Deneyim Merkezi, İstanbulluları teknolojiyle harmanlanmış kültürel bir keşfe davet ediyor Gelenekten geleceğe dijital yolculuk: Sütlüce'deki Dijital Deneyim Merkezi, İstanbulluları teknolojiyle harmanlanmış kültürel bir keşfe davet ediyor

"Ancak dün itibarıyla yaklaşmakta olanın yerine başka bir terminoloji geçirmek gerekiyor. İlk ve en güçlü sinyalini verdi daha büyüğünün de eli kulağında. Dünden bu yana 266 artçı deprem meydana geldi. 4 ve üzeri artçı deprem sayısı 9 oldu. 6,2 büyüklüğündeki depremin herhangi bir can ve önemli mal kaybına neden olmaması tek tesellimizdir. Bu mesele bir taraftan siyasete konu edilirken diğer taraftan 'siyasete alet edilmesini tasvip etmiyoruz' söylemeleri de sıklıkla duyulmaya başlandı. Siyaset, yaşadığımıza ilişkin kimin ne yaptığını ne yapmadığının muhasebesini yapan ve halka hesap vermesi gereken bir düzlemdir. Dolayısıyla halka ne zaman hesap vermeniz gerekiyorsa 'bunu siyasetin üzerinde tutalım' diyerek hesap verme eyleminden kaçmaya çalışmanızı artık kimse kabul etmiyor. 25 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AKP tarafından yönetildi. AKP bu 25 yılın hesabını vermek zorunda. CHP'de 2019 yılından 2025 yılına kadar hesap vermek zorunda. Diğer taraftan merkezi hükümet de 2002'den bu yana kesintisiz 23 yıldır iktidarda olan AKP'nin depremle ilgili sorumluluktan kaçma lüksü yoktur. 

Erdoğan diyor ki; 'yaşanılanları siyasete alet etmeyelim'. Peki Murat Kurum ne diyor, 'İstanbul özelinde 1,5 milyon riskli bina var bunların yüzde 30'u acilen dönüştürülmesi gereken binalar'. Bunu söyleyen 23 yıllık iktidarın bugünkü bakanı, en son İBB adayı. Acaba sorumluluk kimde? Devlet Bahçeli'ye kalırsa sorumlu son 5 yıl. 'Ayrıca İstanbul bunu yapacak ellere teslim edilmelidir' diyor. Biz 2019'dan sonraki sürece ilişkin hesabımızı vereceğiz, bizden evvelin de hesap vermesini talep edeceğiz.

"Silivri'deki hücresinde bu depremi hisssediyor"

2019'da Ekrem İmamoğlu ve arkadaşarı ilk Deprem Çalıştayını gerçekleştirdiler, bütün bilim insanlarını bir araya getirdiler. O işi yapan Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman şu anda Silivri'deki hücresinde bu depremi hisssediyor. Bu çalıştayın yapılmasında katkıları olan dönemin İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Resul Emrah Şahan'da bugün Silivri'de tutuklu. Arkasından İstanbul Deprem Konseyi kurulması için çağrı yapıldı ama bu kabul görmedi. Ardından İBB Deprem Seferberlik Planı oluşturdu. 1 Mart 2023'te kamuoyuyla paylaştı, bunu Dr. Buğra Gökçe ve Gürkan Akgün hayata geçirdiler. İkisi de an itibarıyla Silivri'de tutukludur. Deprem Seferberlik Planı, altyapı, üstyapı, ulaşım, lojistik, deprem anı ve sonrası olmak üzere ortaya koydu. Hemen arkasından Vizyon 2050 Planı devreye girdi. 15 bin hektarlık alanda 42 imar planı afet odaklı olmak üzere güncellendi. Kentsel dönüşümü hızlandırmak için engellerin kaldırılması, binaların güçlendirilmesi, yeni yapıların afetlere dayanıklı hale getirilmesi için yasal çalışmanın yapılmasına yönelik çağrı yapıldı, çalışmalar ortaya konuldu. 

Son iki yılda 25 bin vatandaşımız riskli yapılardan güvenli alanlara tahliye edildi. Bugüne kadar bin 684 bağımsız birimden oluşan 24 proje ve bir kentsel dönüşüm projesi tamamlandı. Ayrıca yapımı devam eden 6 bin 594 bağımsız birimi kapsayan projemiz bulunmaktadır. Peki kentsel dönüşüme tabii tuttuğunuz vatandaşlar kiralar bu kadar yüksekken tahliye edilince nerede yaşayacaklar? İBB Kiptaş projelerinde yüzde 60, emekli vatandaşlarımıza yüzde 65 oranında kira yardımı yaptı. Bugüne kadar 6 bin 841 haneye kira yardımı yaptık. Çok sayıda riskli binanın hızlı bir şekilde elden geçirilmesini sağladık. İstanbul'da 95 tarihi anıt eser güçlendirilerek depremde yıkılamaz hale getirildi. Bunu yapan Mahir Polat dönemin Genel Sekreteri tutuklu durumdadır. Afet sırasında çalışacak bütün binalarımızı depreme dirençli hale getirdik. 300 bin İstanbulluya deprem farkındalık eğitimleri verdik. Dezavantajlı gruplara deprem anında yapılması gerekenler konusunda eğitim verip deprem çantalarını dağıttık. 

"Bunları yaparken her türlü engelleme ile karşı karşıya kaldık"

Bunları yaparken her türlü engelleme ile karşı karşıya kaldık. Kamu bankaları bırakın kredi vermeyi teminat vermeyi reddettiler. 1,5 milyon yapının yüzde 30'unun acilen yenilenmesi gerekiyor ve bu siyaset üstü bir konu. Peki, Erdoğan dün AFAD'a gidiyor. Burada en son İBB seçimlerinde bir milyondan fazla fark yiyen ve şimdi Kanal İstanbul'u bazı ihalelerle devreye sokmaya çalışan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum hemen yanında AKP MYK üyesi Efkan Ala, onun yanında Sevilay Tuncer, İstanbul Valisi Davut Gül, AKP İl Başkanı Abdullah Özdemir, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç. Diğer tarafta İçişleri, Sağlık, Gençlik ve Spor Bakanları, Fahrettin Altun. Ben şimdi soruyorum; Cumhurbaşkanın yanında AKP İl Başkanı, MYK üyeleri var. Bu cumhurbaşkanı 'siyaset üstü olmalıdır deprem meselesi' diyor. Neden burada İBB Başkanvekili yok? Neden CHP İl Başkanı yok? Bu bir AKP kabine toplantısı mı? 

Kanal İstanbul'da planlanan kanalın güzergahı güney segmentinde Kuzey Anadolu fay hattına yakın konumdadır. Buralarda alüvyon zeminlerin deprem sırasında sıvılaşma riski yüksektir. Siz orayı projelere boğuyorsunuz. Orada Prestij Yaşam inşaata Kanal İstanbul Sazlıbosna'da ve davet usulü olmak üzere deprem bölgesinde olmak üzere toplam 18,5 milyar TL'lik ihale verdiniz. İntek Konut İnşaata 13,5 milyar liralık ihale verdiniz. Başyapı İnşaata 12,2 milyar liralık ihaleler verdiniz.

Ekrem İmamoğlu tutuklandığı günden bu yana 50 milyar dolar civarında memleketin zor zamanlar için biriktirdiği akçesini yaktınız. Bu 50 milyar dolar üzerine Kanal İstabul'un maliyeti olarak planlanan en az 20 milyar dolar. Bu 70 milyar dolar 1,5 milyon evin yeniden yapılanması için gereken kaynaktır. Demek ki siz 2002'den 2025'e kadar merkezi hükümette bu 1,5 milyon evin yenilenmesini yapmadıysanız bu kaynak eksikliğinden değil, tercihlerinizdendir. Yani size sorsak Ekrem İmamoğlu'nu hapse atmayı mı yeğlersiniz yoksa İstanbul'un deprem sorununu çözmeyi mi diye siz Ekrem İmamoğlu'nun hapiste tutulması dediniz. 'Siyaset üstü kalalım' diyerek sorumluluktan kaçmanın bir anlamı yoktur. O sorumluluk sizi çağırmaktadır. Her türlü engellemelerinize ve tutuklamalarınıza rağmen İBB işini en büyük kapasitesiyle yapmaya devam etmektedir sizi de devlet ciddiyetine ve parti devletinin vulgar görüntülerinden uzaklaşmaya, en azından bu konuda hep birlikte çalışmaya davet ediyoruz."

 

Kaynak: ANKA