Gündem

Gökçe Gökçen, Silivri’deki Gezi tutuklularını ziyaret etti

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay ile Tayfun Kahraman’ı Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Gökçen, ziyaret sonrasında “Hukukun, anayasanın uygulanması hepimizin sadece siyasetçiler, CHP olarak değil ama bu ülkenin hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan bütün yurttaşlarının ortak talebidir. Hukuka uyulmasını bekliyoruz” açıklamasını yaptı.

Abone Ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay ile Tayfun Kahraman’ı Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Gökçen, ziyaret sonrasında “Hukukun, anayasanın uygulanması hepimizin sadece siyasetçiler, CHP olarak değil ama bu ülkenin hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan bütün yurttaşlarının ortak talebidir. Hukuka uyulmasını bekliyoruz” açıklamasını yaptı.

CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası kapsamında tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, milletvekilliği düşürülen Can Atalay ile şehir plancısı Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti.

İstanbul’un Silivri ilçesindeki Marmara Kapalı Cezaevi’ndeki ziyaret sonrası Gökçen, gazetecilere açıklama yaptı. Gezi direnişinin barışçıl bir eylem olma özelliğiyle tüm dünyaya örnek olduğunu belirten Gökçen, şunları söyledi:

“Gezi direnişi sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert ve kaybettiğimiz bütün Gezi şehitlerimizin katilleri ne yazık ki ya yargılanmadılar ya öldürülen çocukların anneleri hedef gösterildi, meydanlarda yuhalatıldılar ve katiller ne yazık ki hesap vermediler. Ya çok az cezalarla ya çok kısıtlı cezalarla serbest kaldılar. Hem devlet içinde hem emniyet içinde bu olayların büyümesini isteyen ve bu olaylar sonucunda da hakkını kullanmak isteyen vatandaşlarımızın cezalandırılmasını isteyenlerin hiçbir sorumluluğu gündeme getirilmedi. Bundan birkaç yıl önce tam da bu konumdaydık, Silivri’deydik. Arkamızda da duruşma salonu var. Burada yapılan bir yargılama sonucunda insanların yüzü gülüyordu. Çünkü buradan bir beraat kararı çıkmıştı. Beraat kararı çıktıktan sonra şu mesaj verilmişti. ‘Evet, anayasada bir hakkınız varsa bu hakkınızı kullanabilirsiniz. Barışçıl bir şekilde protesto hakkınız varsa bunu kullanabilirsiniz. İktidarı eleştirmek suç değildir çünkü ifade özgürlüğü hepimizin bir gün ihtiyaç duyacağı bir haktır’. Aynı suçlardan aradan yıllar geçtikten sonra aynı fiillerden ve kesinlikle suç teşkil etmeyen fiillerden bambaşka iddianameler oluşturuldu. Heyetler değiştirildi. Davalar değiştirildi. Hatta suç tanımları değiştirildi. İşin sonunda bugün bu noktaya geldik. Yargının içinde bulunduğu vahim tabloyu ortaya koyan bugünkü duruma geldik.

“Atacağımız adımlar hukukun uyulmasına yönelik olacak”

Bugün yaptığımız görüşmeler aslında sadece Osman Kavala’yla, Can Atalay’la, Tayfun Kahraman’la ilgili değil ama bu ülkede sesini çıkarmak isteyen milyonların hakkını kullanıp kullanamayacağı ile ilgili vahim bir tabloyu göstermek açısından önemlidir. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen hareket etmemekte, bu konuda gerekli adımları atmamakta direten bütün yetkili organların da alması gereken bir uyarıya işarettir burada yaşananlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması, Türkiye’nin hem ulusal düzeyde hem uluslararası düzeyde bağlı olduğu uluslararası sözleşmeler konusunda ne düşündüğünü de açıkça gösterecektir. Dolayısıyla hukukun, anayasanın uygulanması hepimizin sadece siyasetçiler olarak değil, sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil ama bu ülkenin hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan bütün yurttaşlarının ortak talebidir. Hukuka uyulmasını bekliyoruz. Bu konuda atacağımız bütün adımlar hukukun uyulmasına yönelik olacak. Hatay halkının seçtiği milletvekilinin Meclis’te temsil edilmesine, Meclis’te Hatay halkını temsil etmesine yönelik olacak. Bundan sonra hiç kimsenin bu ülkenin yargı kararlarına karşı beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama bu yargı kararlarına karşı ‘Ben bunları tanımıyorum’ deme lüksünün olmadığını gösterecek hamleler olacaktır.”

Atalay: Memleket bu cendereden çıkacak

Gökçen, ziyaret ettiği isimlerin gönderdiği mesajları da okudu. Can Atalay, şunları kaydetti:

“Bütün saldırılara karşı sözünü ısrarla söyleyen bütün siyasi parti temsilcilerine teşekkür ederim. Adalet ve Kalkınma Partisi sözcülerinin aklımızla ve hukukla dalga geçer gibi gerçek dışı beyanlarına karşı tek tek gerçeği anlatan arkadaşlara teşekkür ederim. Memleket bu cendereden çıkacak. Herkes bundan emin olsun.”

Kahraman: Bir an önce bu hukuksuzluğa son verilmelidir

“Vera’nın büyüdüğünü, bu cezaevi kapılarındaki fotoğraflarından görüyoruz ve Vera’nın artık babasına kavuşmasını istiyoruz. Vera’nın babasız büyümesini istemiyoruz” diyen Gökçen aracılığıyla Tayfun Kahraman da “Hiçbir delil olmadan, hiçbir suç isnadı olmadan bir tutuklama nedeniyle buradayız. Sadece bizler için değil, Türkiye’nin geleceği için, Türkiye’de hukukun üstünlüğü için bir an önce bu hukuksuzluğa son verilmelidir” mesajını iletti.