Gıda alanında faaliyet gösteren bir şirkette icra kurulu başkanı olan 46 yaşındaki Özkul, bu sene başlattığı "Yemek ve Ötesi" adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında misafirlerini 15 günde bir çarşamba akşamları Mudanya ilçesindeki evinde ağırlıyor.

Organizasyona katılmak isteyenler "yemekveotesi.com.tr" adlı web sitesinden rezervasyon yaptırarak derneğin hesabına yemek bedeli kadar veya diledikleri tutarı bağış yapıp makbuzunu Özkul'a gönderiyor.

Kontenjanı 6 kişiyle sınırlı olan yemek günü geldiğinde, Özkul ve çalışanları saatler öncesinden hazırlık yapmaya başlıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde denediği yemeklerden esinlenerek oluşturduğu menüdeki yemekleri açık mutfakta pişiren iş adamı, müzik eşliğinde konuklarına unutamayacakları bir akşam yaşatıyor. Gece sonunda ise dernek temsilcisi, yemeğe gelerek bağışta bulunan 6 davetliye sertifikalarını takdim ediyor.

Bazı kişi ve kuruluşların da destek verdiği projede, başlangıçta her bir yemeğin bedeli 6 kişi için toplam 30 bin lira iken şu ana kadar en yüksek rakama 200 bin lira ile ulaşıldı.

Şimdiye kadar 10 yemek davetinden elde edilen ve Bursa Lösemili Çocuklara Yardım Derneğine (Bursa LÖDER) aktarılan bağışlarla, onlarca lösemili çocuğun üst düzey tetkiklerinin yapılmasına katkıda bulunuldu.

En iyi yemeklerle en yüksek bağış

Onur Özkul, AA muhabirine, aslen Balıkesirli olduğunu ancak 27 yıl önce üniversite eğitimi için geldiği Bursa'da yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

Proje fikrinin arkadaşlarıyla buluştuğu bir yemekte ortaya çıktığını belirten Özkul, destekçi kişi ve kuruluşların tanıtım, malzeme ve iş gücü temini gibi konularda emek verdiklerini dile getirdi.

Ne kadar çok çocuğun tedavilerine katkıda bulunabilirse o kadar mutlu olacağını vurgulayan Özkul, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğru kişileri bu alanda buluşturmamız gerekiyor. Onlara en iyi yemeği sunmamız gerekiyor. En iyi yemekle en yüksek bağışı toplamamız gerekiyor. Bununla da bu faydayı aktarabilmemiz gerekiyor. En büyük hedefimiz dünyanın en pahalı yemeklerini yapabilmek, o parayı da ihtiyacı olan çocuklarla buluşturabilmek. Diğer bir hedefim de aslında bu işin rol model olması, insanların bireysel edinimleriyle maddi edinimleriyle değil de bireysel kabiliyetleriyle topluma faydalı olabilecek şekilde bir şeyler yapmaya başlaması. Bu hem maddi açıdan insanı daha az yoran hem de manevi açıdan birebir içinde olduğu için daha çok tatmin eden bir şey. Umarım bu projeyle bazı insanlara örnek olabiliriz."

Özkul, yemek pişirme kültürünün ailesinden geldiğini ancak çeşitli kurslara ve gezilere katılarak gastronomi anlamında kendisini geliştirdiğini ifade etti.

Oluşturduğu menünün bir yıl sabit kalacağını dile getiren Özkul, "Her gelen kişinin bir kere birinci menüyü tatmasını istiyoruz. Özel bir menümüz var. Burada birinci menümüzde de Türk ve diğer dünya ülkelerinin bazı yemeklerinden örneklemeler var ama bu yemekleri oluştururken hiçbir şeye benzetmemeye ve tamamen bana has bir şeyler yapmaya özen gösterdim." dedi.

"Onur Bey, hobisini Bursa LÖDER'e bağışla yönlendirdi"

Bursa LÖDER Yönetim Kurulu Başkanı Adalet Meral Güneş ise dernek olarak birçok çocuğun iyileşme sürecinde manevi ve sosyal bakımdan büyük katkı verdiklerini belirtti.

Derneğin bağışlarla yürüdüğünü ifade eden Güneş, şöyle konuştu:

"Bazı özellikle zorlu dönem hastalığı olan hastalarımızda katkı vermek gerekebiliyor. Bu katkılara da dernek sayesinde ulaşmaktayız. O nedenle derneğin Bursa'daki faaliyetlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Marmara Bölgesi'nin en büyük hastanesinin yapılmasına vesile olduk, burada kök hücre nakilleri de yapmaktayız. Bu kök hücre nakilleri de birçok hastalığın şifa bulmasına sebep oldu. O nedenle dernek, amatör ruhla çok profesyonel işlere imza attı. Onur Bey de derneğimizin bağışçılarından. Gurme, kendisi bizzat yemek yapıyor. Ürünleri çok titiz seçiyor hatta bazen yurt dışından bile ürün getirebiliyor. Bu onun hobisi. Onur Bey, hobisini Bursa LÖDER'e bağışla yönlendirdi. Çok şeffaf bir derneğiz. Bağışlarımız açık ve net bir şekilde nerede ve nasıl kullanılıyor, herkese anlatabilecek özelliğimiz var. 'Yemek ve Ötesi" bireysel başladı ama şimdi daha kolektif bir bağışa döndü. Verdiği büyük emek ve hizmetlerden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum."

Kanser hastalarının tedavisinin devlet tarafından karşılandığını anımsatan Güneş, kapsam dışı bazı üst düzey tetkiklerin yapılmasında bağışların son derece önemli olduğunu sözlerine ekledi.

8. Güzel Ordu Kısa Film Festivali, 13 Kasım'da başlıyor 8. Güzel Ordu Kısa Film Festivali, 13 Kasım'da başlıyor

Yemeğe katılan bağışçılardan iş adamı Aykon Yılmaz da sosyal sorumluluk projesinde insanların bir araya gelerek sohbet etme, deneyimlerini paylaşma imkanı bulduğunu anlattı.


Muhabir: Saliha Nur Köksal

Muhabir: Haber Merkezi