İlçeye bağlı Ömertepe Mahallesi'nde 4 yıl önce başlanan ve bu yıl Cumhurbaşkanı kararlı sürdürülen kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonunda Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rabia Akarsu başkanlığında devam ediyor.

Farklı üniversitelerden bilim adamları, Atatürk Üniversitesinden lisans ve lisansüstü öğrencilerden oluşan 15 kişilik kazı ekibi, fırça ve küçük malzemelerle titizlikle kazdıkları toprakta tarihi bulgulara ulaşmaya çalışıyor.

Aizanoi'de anıtsal kapı ile 2 bin yıllık tiyatro maskı bulundu Aizanoi'de anıtsal kapı ile 2 bin yıllık tiyatro maskı bulundu

Yaklaşık 7 bin yıl öncesine ait taş temelli yapılar, sabit ocaklar, tahıl siloları, fırın ve seramik atölyeleri gibi mimari izlerin gün yüzüne çıktığı kazılarda, lisansüstü öğrenciler de hem tarihin izini sürüyor hem de tez hazırlayarak bilimsel çalışmalarına katkı sağlıyor.

"Kazıda çıkarılan örnek eserleri bilimsel yayınlarla duyurduk"

Kazı başkanı Akarsu, AA muhabirine, Pulur Höyük'ün, lisansüstü öğrencilerin tez çalışmalarına dayanak olduğunu söyledi.

Uluslararası boyutta bilimsel çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Akarsu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu ana kadar 5 yüksek lisans tezi savunduk, özelikle bu bölgenin Erken Demir Çağı seramiğini, Karaz kültürüne ait grafit astarlı seramikler ile yine bu kültürün hayvan biçimli kutsal ocak başlarını bilimsel yayınlarla duyurduk. Erken Demir Çağı tabakasında insan yüzlü seramik parçası açığa çıkarılmıştı. Bölgede tek örnek, bunu da bilimsel yayınlarla duyurduk. 15 metre yükseklikteki höyüğün, 4 yılda basamaklı açma tekniğinde çok dar alanda sadece 10 metresini çalışabildik. Höyükte ana toprağa ulaşmış değiliz. Höyük hala bize kültür saklıyor. Ekiple hassas, özenle ve itina ile çalışıyoruz, böylece birçok mimari iz yakalamış ve pek çok buluntuyu da kaybolmadan açığa çıkarmış durumdayız."

"Ören yerine dönüştürülmesi için çalışma yapılıyor"

Gelecek yıllarda kazı evi ve arkeopark yapılmasını planladıklarını anlatan Akarsu, "12 aylık kazı olmayı hedefliyoruz. Yerli yabancı pek çok turiste şehrimizde gün yüzündeki mimari yapıları dolaştıktan sonra bir de Erzurum'un en erken tarihini veren Pulur Höyük'e ziyarette bulunmalarını, buranın ören yeri olarak turizm rotasına alınmasını istiyoruz." diye konuştu.

Akarsu, kazılardan çıkarılan yaklaşık 300 envanter ve etüt niteliğindeki eseri, Erzurum Müze Müdürlüğüne teslim ettiklerini kaydetti.

Höyükte geçmiş yıllardaki kazı çalışmalarında yerleşik yaşam izlerinin tam net olarak açığa çıkarılmadığına işaret eden Akarsu, "Buradaki insanların göçebe, yarı göçebe olduğu üzerinde vurgu yapılıyordu. Bu da mimari izlere ulaşılmadığı içindi. Biz 2021 yılından itibaren yaptığımız kazılarda her katmanda kalıcı mimari izler, kalıntılar açığa çıkardık. Kalkolitik Dönem'den başlayarak o dönemde taş mimari izler, büyük fırınlar açığa çıkardık. Erken Demir Çağı'na kadar bunun bu şekilde devam ettiğini fotoğraflayarak, çizim ve belgeleyerek çeşitli platformlarda sunduk." dedi.


Muhabir: İlhami Erkılıç

Muhabir: Haber Merkezi