EMEP Milletvekili Sevda Karaca, varlık satışı kararına karşı eylem yapan madencilere destek için Çayırhan Termik Santrali'nde işçilerle bir araya geldi. Karaca açıklamasında, "Bu kadınlar eşlerinin cenazesi evlerinin önüne gelmesin diye direniyorlar" dedi. Kamuoyuna çağrıda bulunan Karaca "Peşkeş yüzünden her gün faturası katlanan herkes buradaki direnişe sahip çıkmak zorunda" ifadelerini kullandı.
Yüzlerce madencinin dün sabah saatlerinde Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali'nin varlık satışına karşı kendisini yerin 350 metre altındaki madene kapatması sonrası EMEP Milletvekili Sevda Karaca işçilerle maden sahasında bir araya geldi. "Bu direniş memleketin direnişi" diyen Karaca açıklamasında şöyle konuştu:
"Burada özelleştirmeye karşı direnen işçilerle o direnişin bir parçası olan ailelerle, kadınlarla birlikte direnişi sahiplenmeye ülkenin dört tarafında özelleştirmenin derdini yaşayanlara bu direnişe sahip çıkın demeye geldik. Bakın şimdi mecliste bütçe görüşmeleri gerçekleştiriliyor. Enerji Bakanı bangır bangır bağırdı. Dedi ki 'umurumuzda değil, orada işçilerinle yaşadığı, onların ailelerinin ne yaşayacağı.' 'Satacağız kasayı dolduracağız' dediler. Kimin için dolduruyorlar bu kasaları size söyleyeyim. Sizin çocuklarınız için değil. Bu etraf köylerdeki insanların ihtiyaçları için değil. Buraları satıp peşkeş çektikleri holdinglerin, buraları çektikleri patronların kasasını doldurmak için yapıyorlar.
"İşçiler varlık satışının faturasını canıyla öderken kimse işçilerden özelleştirmeye göz yummasını beklemesin"
Buradaki direniş daha önce özelleştirmenin kamu kaynaklarını sermaye peşkeş çekmenin ne demek olduğunu canıyla sınanarak öğrenen işçilerin direnişi. 2014'te burada hayatları için, ekmekleri için, işleri için direnen işçiler bir imzayla Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 'siz grev yapamazsınız' diye akıllandırılmaya, uslandırılmaya çalışıldılar. Sonrasını işçiler biliyor. Bu kadınlar eşlerinin cenazesi evlerinin önüne gelmesin diye direniyorlar. Çocukların ekmeği için direniyorlar. Buradan söyleyelim o yüzden tekrar. Bugün bir Doruk madencilikte çalışan işçiler varlık satışının faturasını canıyla öderken kimse buradaki işçilerden bu özelleştirmeye göz yummasını beklemesin. Ama bu direniş sadece buradaki işçilerin, buradaki kadınların, onların çocuklarının direnişi değil sevgili arkadaşlar. Özelleştirmelerin çeteleşme olduğunu bilen yenidoğan çetelerinin arkasından öfkesini haykıran memleketin dört bir tarafından madenciler ölürken eli yüreğinde kalan özelleştirmeler yüzünden enerji alanındaki peşkeş yüzünden her gün faturası katlanan herkes buradaki direnişe sahip çıkmak zorunda. Bu direniş memleketin direnişi sevgili arkadaşlar. Özelleştirme demek vatanın satılması demek. Yer altı yer üstü kaynaklarının patronlarına peşkeş çekilmesi demek. Orta vadeli programla çocuklarımızın geleceğinin çalınması demek. Babadan oğula maden işçisi olan buradaki işçi kardeşlerimizin çocuklarının onlardan daha korkunç koşullarda çalışmak zorunda olması demek."