Avukat Bülent Seçkin Düztaş, boşanma ve aile içi şiddet davalarında büyük bir artış olduğunu belirterek “Bu işteki sıkıntının temel sebebinin ekonomik şartlar olduğu açıkça belli. Toplum gelişirken, insanların kültür seviyesi artarken, eskisine göre kadınların hakları artarken, boşanma davalarının artmasının başka bir açıklanacak sebebi yok" dedi.
Avukat Bülent Seçkin Düztaş, boşanma oranlarında son yıllarda büyük bir artış olduğunu ve bu artıştaki en büyük etmenin de ekonomik sıkıntılar olduğunu söyledi. Düztaş, şunları söyledi:
"Ekonomik kriz nedeniyle boşanmalarda çok artış yaşanıyor"
"Boşanmalarda müthiş derecede bir artış olduğu kesin. Ben 2000'li yılların başında Elazığ'da avukatlığa başladığımda boşanma davaları, almış olduğumuz davaların yüzde 10'u civarındaydı ama şimdi baktığımızda yaklaşık yüzde 50'sine yakını aile hukukundan kaynaklı davalar. Bu işteki sıkıntının temel sebebinin ekonomik şartlar olduğu açıkça belli. Toplum gelişirken, insanların kültür seviyesi artarken, eskisine göre kadınların hakları artarken, boşanma davalarının artmasının başka bir açıklanacak sebebi yok, öyle görünüyor çünkü ekonomik kriz ister istemez etkiliyor. Mesela bazı olaylar vardır ki toplumun demografik yapısını çok değiştirir. Örneğin depremlerden sonra deprem yerlerinde büyük bir nüfus artışı olduğu görülmüştür veya savaş bölgelerinde savaş sonrasında nüfusun çok arttığı tespit edilmiş. Bunun gibi ekonomik olarak insanların hayatı çok kötü duruma geldiği zaman tam ters etki yapar. Ekonomik olarak iki çocuğa bakacak olan birinin artık bir çocuğa bakabileceği veya evlilik birliğini sağlarken ekonomik krizden sonra evliliklerin kurulmasındaki zorluklar ortaya çıkacakken, devam eden evliliklerde artık ekstradan bir ev kurma düğün gibi masraflar olmamasına rağmen, ekonomik krizin bunlara da çok etkilediği görülüyor.
" İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasıyla kadınların hakları gasp edildi"
İstanbul Sözleşmesi bizce çok önemli ve olması gereken bir sözleşmeydi. Kadınlar mesela, sadece İstanbul Sözleşmesi'nin kadın hakları ile ilgili olduğu düşünülmemeli. Birçok başka durumlar da içerisinde var. İstanbul sözleşmesi ile kadınlarının kendilerine özgüveni arttı aslında. Bunun kaldırılmasıyla sanki İstanbul Sözleşmesi aileye müdahale ediyormuş gibi bir hava yaratıldı ama İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla tam tersi kadınların belli hakları gasp edilmiş oldu. Öncelikle kadının güvenini güvenlik altına alınması, erkeklerden uzaklaşması, 10- 15 gün uzaklaştırılması, bu dünyanın sonu değil ama orada yaşanacak gerçek bir şiddet olayı varsa, evden uzaklaştırmaya gerektirecek bir durum varsa, o anda o yapılmazsa bu kadın cinayetlerine sebep veriyor. Nitekim kadın cinayetleri uzaklaştırma kararı olmasaydı müthiş artış yönündeydi. Bu kısmen bu cinayetleri engelledi. İstatistiklerle de tespit edilmiş durumda. Bizce bir söz var; 'İstanbul sözleşmesi yaşatır' diye bir söz var. Bu kesinlikle doğru. Şu andaki kadınların birçok hakkı kazanması, İstanbul Sözleşmesi’nin etkisiyledir. İstanbul Sözleşmesi her ne kadar kaldırılmışsa da etkileri devam etmektedir. Hakimler üzerinde, karakollar üzerinde kadınları hala güvence altına alıcı niteliktedir ama tekrar getirilirse hakları daha da artacaktır.''