Eğitim-Sen İzmir Kadın Meclisi, kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verilmesi kararına tepki gösterdi. Sendika adına yapılan açıklamada, “Ellerini kadınların bedenine, kıyafetine uzatanların cüretini kadınlar alaşağı edecektir. Kadın eğitim emekçilerinin nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik ‘eğitim’ vermek kimsenin haddi de işi de değildir” denildi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın yönetiminde olduğu “Enstitü Sosyal” adındaki vakıf tarafından kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verilmesi kararı, eğitimciler tarafından tepkiyle karşılandı.
Eğitim-Sen İzmir Kadın Meclisi, Konak’ta düzenlediği basın açıklamasıyla alınan kararı ve kadın eğitimcilere ‘kıyafet dayatması’ yapılmasını protesto etti. Açıklamayı, kadın eğitimciler adına Eğitim-Sen İzmir 5 Nolu Şube Kadın Sekreteri Dilek Karakul yaptı.
“Siyasi iktidar ‘makbul kadın’ yaratma politikasını sürdürmektedir”
İktidarın eğitim politikalarıyla toplumu dizayn etmeye ve ‘makul kadını’ yaratmaya çalıştığını ifade eden Karakul, şunları söyledi:
“İktidarın kadınları ve toplumu cinsiyetçi, gerici politikalarına göre yeniden dizayn etme uygulamaları hız kesmeden sürüyor. Enstitü Sosyal adında AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın da yönetiminde olduğu, iktidara yakın bir vakıf tarafından ‘Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” adı altında sadece kadın eğitim emekçilerine ders verilmesi' planlanarak, katılmak isteyen kadın eğitim emekçilerinden bir form doldurmaları istenmiştir. Cinsiyetçi ve gerici kodlarla hazırlanan gizli ve resmi müfredat, karma eğitime yönelik artan müdahaleler, eğitim emekçilerine önlük dayatması, eğitim emekçilerine kıyafetleri gerekçe gösterilerek verilen cezalar, şimdi ise kılık kıyafet dersi verilmek istenmesi, eğitim sistemini dönüştürerek toplumu dizayn etme hedefinin devamı niteliğindedir. Bunun ilk adımı ise öğretmenleri itibarsızlaştırmak ‘biat eden kendi öğretmenini’ yaratma politikasıdır. Siyasi iktidar, kadınların nasıl yaşayacaklarına, ne giyip ne giymeyeceklerine müdahale ederek ‘makbul kadın’ yaratma politikasını sürdürmektedir.”
“Cinsiyet ayrımcılığına, şiddete ve yaşadıkları hak kayıplarına çözüm üretmelidir”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın kadın eğitimcilerin kıyafetleri değil yaşadıkları sorunlarla ilgilenmesi gerektiğini belirten Karakul, şu ifadeleri kullandı:
“Kapitalizm, ataerki ve iktidarın gerici ideolojisinin birlikte işleyişi ile kadınların bedenine, kimliğine, emeğine yönelik saldırılar artmaktadır. Kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışmasına, sosyal medya kullanımından, kahkahasına kadar her şey AKP’nin temsil ettiği ideoloji tarafından şekillendirilmeye çalışılmaktadır. İktidarın uzun süredir güvencesizlik, işsizlik, şiddet ve yoksulluk kıskacında kadınların yaşamını daha fazla denetim altına alma çabası, sosyal, siyasal, toplumsal ve ekonomik pek çok hakkı kullanılamaz hale getirmiştir. Siyasi tüm bu politikaları, vakıf, cemaat ve tarikatlarla yaptığı protokoller, kadınlar için daha fazla şiddet, taciz, mobbing ve katliam anlamına gelmektedir. Ancak bilinmelidir ki ellerini kadınların bedenine, kıyafetine uzatanların cüretini kadınlar alaşağı edecektir. Kadın eğitim emekçilerinin nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik ‘eğitim’ vermek kimsenin haddi de işi de değildir! Milli Eğitim Bakanlığı eğitim politikalarını cinsiyetçi ve gerici kodlarla yeniden şekillendirmek yerine, kadın eğitim emekçilerinin okullarda karşılaştıkları mobbinge, cinsiyet ayrımcılığına, şiddete ve yaşadıkları hak kayıplarına çözüm üretmelidir.”
“Haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz”
Eşit haklar ve yaşam için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Karakul, şöyle konuştu:
“Bir kez daha ifade ediyoruz… ‘Makbul Kadın’ tanımınıza da kalıplarınıza da sığmayacağız! Bedenlerimize, yaşamlarımıza, haklarımıza dönük saldırılara karşı mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Cinsiyetçi, tekçi, heteroseksist, gerici ve militarist politikalara karşı, kadın dayanışmasından aldığımız güçle haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Cinsiyetçi eğitim politikalarına ve uygulamalarına karşı cinsiyet eşitliği ve özgürlüğünün esas alındığı bir eğitim hakkı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için mücadelemizi sürdürme kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamı örgütlü mücadelemizle inşa edeceğiz. Hakkımız olanı evde, işte, sokakta, kısacası yaşamın her alanında mücadeleyi büyüterek kazanacağız.”