Alpagut Atalan’da Madene Hayır Platformu adına açıklama yapan Filiz Fatma Özkoç, "Maden şirketleri bir ağaç kesmek isterken iki kere düşünsün çünkü binlerce Reşit Kibar karşınıza dikilecektir" dedi.

Alpagut Atalan’da Madene Hayır Platformu üyeleri İsmet İnönü Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü ve CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz da katıldı.

"Kazdağları’nda geri dönülmez bir yıkıma sebep olacak"

Platform adına açıklama yapan Filiz Fatma ÖzkoçFiliz Fatma Özkoç, şunları söyledi:

"Alpagut Atalan’da yaşamın ve doğanın talanına girişmek isteyen Cengiz Holding, Çanakkale Bayramiç ilçesi Hacıbekirler köyünde kurmak istediği 60 bin dönüm ruhsat alanına sahip Halilağa Bakır Madeni projesi için 6 bin dönümlük ÇED alanda, halkın tüm itirazlarına ve hukuki süreç devam etmesine rağmen orman katliamına başladı. 5 bin 200 dönümlük ormanlık alanda yüzbinlerce ağaç ve içindeki tüm canlıları ile birlikte çok büyük bir orman ekosistemi tehdit altında. Kazdağları’nda geri dönülmez bir yıkıma sebep olacak, geleceğimizi yok edecek bu projenin derhal iptal edilmesi gerekmektedir.

"Bu yıkım durdurulmazsa bir milyona yakın ağaç kesilecek"

Kremlin: Ukrayna'nın Batı menşeli füzeleri kullanması nükleer yanıtla sonuçlanabilir Kremlin: Ukrayna'nın Batı menşeli füzeleri kullanması nükleer yanıtla sonuçlanabilir

Eğer bu yıkım durdurulmazsa bir milyona yakın ağaç kesilecek. Kesilen sadece ağaçlar değildir, kesilen tüm Türkiye’nin nefesidir. Eğer bu yıkım projesi gerçekleşirse Kazdağları ekosistemi geri dönüşü olmayacak şekilde zarar görecek. Proje kapsamında 3 köy, onlarca verimli tarım alanı haritadan silinecek. Madenin yaratacağı kirlilik tarım alanlarını, yaşam alanlarını yüzyıllarca tehdit edecek. ÇED olumlu kararının iptali için açılan dava Danıştay’da temyiz edildi. Süreç devam ediyor. Hukuki süreç devam ederken başlanan ağaç kesimleri hukuksuzdur. Danıştay’a sesleniyoruz; acilen yürütmeyi durdurun ve ÇED olumlu kararını iptal edin! Buradan bu katliama izin veren yetkililere soruyoruz; Cengiz Holding midir bu ülkenin tek sahibi, Kazdağları coğrafyasında yaşayan halkın, kurdun kuşun, karacanın yaşam hakkı yok mu?

"Cengiz’in kazancı binlerce yıllık değerlerimizden daha mı önemli?"

Buradan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve Orman Bakanlığı’na sesleniyoruz; Acilen bu katliamı durdurun! Halilağa Bakır Madeni Projesi’nin ÇED raporu hatalar ve usulsüzlüklerle doludur, bilirkişilerin ‘kamu yararı yoktur ve projenin gerçekleşmesi halinde yöreye geri dönüşsüz zararları olacaktır’ dediği proje derhal iptal edilmelidir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na soruyoruz: Şirkete verilen işletme izni davaya konu olan ÇED sınırları dışına taşmıştır. Bu durumda verilen ÇED raporu geçersizdir. Bu hukuksuzluğa neden göz yumuyorsunuz? Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sesleniyoruz; birinci Derece arkeolojik sit alanının maden alanı içinde bırakılmasına nasıl göz yumuyorsunuz? Cengiz’in kazancı binlerce yıllık değerlerimizden daha mı önemli? Tarım ve Orman Bakanlığı’na soruyoruz: İklim krizinin giderek şiddetini arttırdığı günümüzde bir şirketin karı için, Kazdağları’nın yok edilmesine nasıl göz yumuyorsunuz?

"Yaşam mücadelesini bastıramadılar"

İki ay önce Artvin Cankurtaran’da maden arama çıkartma faaliyetlerinin zeminini hazırlamak için Mesire Alanı Projesi adı altında yapılmak istenen doğa katliamına karşı tepki gösteren arkadaşlarımıza ateş açılmış Reşit Kibar arkadaşımız aramızdan alınmış ve iki arkadaşımız da yaralanmıştı. Bunun üzerine cinayetin azmettiricileri yakalanıp adalet karşısına çıkarılacağına, yanı başında yaşanan cinayete tepki gösteren Dursun Ali Koyuncu, yaşanan hukuksuzluğa tepki gösteren Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar arkadaşlarımız tutuklandı. Bu tutuklamalarla, baskılarla yaşam mücadelesi verenleri sindirmeyi amaçlıyorlardı ama Cankurtaran yaşam mücadelesini yine de bastıramadılar. Bu sefer kirli yöntemlere başvurdular. Mücadelenin önündeki arkadaşlarımızı çeşitli yöntemlerle yıldırmaya çalıştılar. Önce Dursun Ali’yi peşine bir ordu takarak Kars’a sürgün ettiler. Ardından dışarıda kalan mücadele arkadaşlarını tetikçi medyayı kullanarak yalan yanlış haberlerle karalamaya çalıştılar.

"Dursun Ali Koyuncu’ya özgürlük"

Köylülere yönelik gece yarısı baskınlarıyla sistematik gözaltılar yapıldı. Bu süreçte yani yaklaşık iki aydır iddianame hazırlanmayarak, tutuklu yargılama süresi bilinçli olarak uzatıldı. Yani Dursun Ali iki aydır Kars’ta rehin tutuluyor. Dursun Ali’yi rehin tutarak yıldırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Dursun Ali, 3 Kasım’da yaşanan bu hukuksuzluklara, yargının adaleti sağlama değil cezalandırma aracı olarak kullanılmasına karşı iddianame hazırlanana kadar açlık grevine başladı. Kendisinin talebi çok net; adalet. Kendisinin tüm sevenlerine, mücadele arkadaşlarına tüm doğa savunucularına selamları var. Bizlere düşen onun taleplerini buradan da seslendirmektir. Dursun Ali Koyuncu’ya özgürlük.

"Doğamıza yönelik saldırılara izin vermeyeceğiz"

Buradan tekrar sesleniyoruz; doğamıza yönelik saldırılara izin vermeyeceğiz. Maden şirketleri bir ağaç kesmek isterken iki kere düşünsün çünkü binlerce Reşit Kibar karşınıza dikilecektir. Ormanlarımızı, derelerimizi koruyacağız. Bu memleketin hiçbir yerinde eksilmeyecek, dünden daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde doğamızı, yaşamlarımızı, emeğimizi yağmalayanların karşında duracağız."

Kaynak: anka