(İSTANBUL) 6.2'lik Marmara depreminin merkez üssüne en yakın ilçelerden Büyükçekmece'nin Belediye Başkanı Hasan Akgün, son durumu ANKA'ya anlattı. Akgün, “Kumburgaz’ın imar planları bugüne kadar yoktu. Planlar şu anda hazırlanıyor. Bugünkü 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından artık vakit kaybetme lüksümüz kalmadı” dedi.
“Şimdiki önceliğimiz Kumburgaz bölgesi olmalı”
Öğle saatlerinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminin merkez üssüne yakın ilçelerden Büyükçekmece'de de yurttaşlar sokaklara döküldü. İlçede ciddi bir hasar tespiti yapılmadı. Deprem hazırlıkları ve son duruma ilişkin ANKA'ya açıklama yapan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün “Çok uğraştık, çok eziyet çektik ama iyi işler başardık. Şehir merkezindeki tehlikeli binalardan 55 binini yeniledik. Yani 55 bin konut, daha güvenli hale geldi. Şimdi ise önceliğimiz Kumburgaz bölgesi olmalı. Çünkü Kumburgaz’ın imar planları bugüne kadar yoktu. Planlar şu anda hazırlanıyor." dedi. Akgün şöyle devam etti:
"Neden bu kadar geciktiğini sorarsanız; Büyükşehir Meclisi’nde Ekrem Başkan azınlıkta olduğu için, hazırladığımız planları zamanında geçiremedik. Tepecik bölgesinin planları bile daha yeni onaylandı. Orası da riskli bir bölge ve artık harekete geçiyoruz.
Bunları daha detaylı konuşacağız elbette ama şunu unutmamalıyız: İstanbul’u doğrudan ilgilendiren büyük bir deprem kapımızda. Bugünkü 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından artık vakit kaybetme lüksümüz kalmadı. Devletimizin en üst kademesinden başlayarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, uluslararası finans kaynaklarıyla birlikte Türkiye’nin lokomotifi olan İstanbul ve Marmara bölgesi için hep birlikte harekete geçmeliyiz.”
“Büyükçekmece ölçeğinde çöken bir bina olmadı, ufak çatlak ve hasarlar var”
“Başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara Bölgesi’ni ilgilendiren büyük bir depreme karşı nasıl önlem alırız, can kaybını nasıl azaltırız, buna odaklanmamız gerekiyor." diyen Akgün, şunları söyledi:
"Bugünkü 6.2’lik depremle bunu bir kez daha derinden hissettik. Çok şükür Büyükçekmece ölçeğinde çöken bir bina olmadı. Ufak çatlaklar ve hasarlar var, teknik ekiplerimiz bunları inceliyor. 24 saat görev başındayız.
“Yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza sıcak yemek ya da çorba ulaştıracağız”
Biraz önce ilçe kaymakamımızla birlikte Afet Koordinasyon Merkezimizde toplantımızı yaptık. Süreci birlikte yürütüyoruz. Bu gece sabaha kadar görevimizin başındayız. Ancak bu akşam vatandaşlarımızın evlerine girmesi mümkün değil. Aynı anda herkese sıcak yemek sağlamak da kolay değil. Bu yüzden önceliğimiz, belediyemize kayıtlı, yalnız yaşayan veya yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımız olacak. Onlara sıcak yemek ya da çorba ulaştıracağız.
Toplanma alanlarımız bol. Parklarımız, yeşil alanlarımız mevcut. Vatandaşlarımız buralarda su ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Lütfen televizyonlardan ve cep telefonlarından bilim insanlarının açıklamalarını takip etsinler. Evet, ihtiyaçlar için eve girilecek ama kısa süreli ve dikkatli şekilde. Deprem riski hâlâ devam ettiği için temkinli olmak şart.
Bu tür durumlarda hızlıca ihtiyaçları alıp dışarı çıkmak, yeme içme gibi ihtiyaçları açık alanlarda karşılamak en doğrusudur. Çünkü bu bir deprem ve bilim insanları ne zaman, nerede, ne şiddette olacağını tam olarak kestiremiyor. Ama Amerika’dan Japonya’ya, katıldığım 20’den fazla uluslararası deprem panelinde 2030’dan önce İstanbul’da büyük bir depremin olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor. Naci Görür gibi kıymetli bilim insanlarımız da aynı uyarıları yapıyor.
“İstanbul’u depreme hazırlamak zorundayız”
Özetle, Türkiye Cumhuriyeti olarak İstanbul’u depreme hazırlamak zorundayız. 1999’dan bu yana gereken adımlar çok daha hızlı atılmalıydı. Artık ileriye bakmak zorundayız. Bu mesele siyaset, ekonomi ya da başka bir gündemden daha öncelikli. Hâlâ güneydeki deprem bölgesine destek veriyoruz; çünkü orada bir vatandaşımız açken biz tok yatamayız.
Bu deprem, umarım bizi bir kez daha derin uykumuzdan uyandırır. Vatandaşlarımız bu hafta sonunu biraz daha dikkatli, ama paniğe kapılmadan geçirsin. Tetikte ve bilinçli olalım. Hepimize geçmiş olsun.”
