14 Aralık 2021 Salı günü evden çıkmış her zaman kullandığım güzergahtan ofisime gidiyordum. Birçok yerde olduğu gibi yine standartlara uygun yapılmamış yaya kaldırımına çıkamadığım için yoldan gidiyordum.
Kaldırım yanına park etmiş bir aracın yanından geçerken araç içerisindeki düşüncesiz sürücü aynaya bakmadan aniden hızlı bir şekilde kapısını açarken sağ taraftan bana çarptı.
Kapının çarpması üzerine akülü sandalyem kötü bir şekilde sarsılırken kumandayı tutan eliminde yaralanmasına neden oldu.
Elimde takılı olan eldiveni güçlükle çıkardığımda üst derisinin soyulduğunu gördüm. Derinin soyulmasına aldırmadım. Ancak aynı elimin bilek kısmında bulunan kireçlenmenin yerinde oynaması nedeniyle dayanılmaz bir ağrı oluştu.
Sürücü yaptığı hatanın farkına vararak özür diledi ve yapılacak ne varsa yapmak istedi. Ancak o acı ve kızgınlık hali nedeniyle tekliflerini kabul etmedim. Sadece o kişiye “Dikiz aynasının ne işe yaradığını bilmiyor musunuz? Aynaya bakmadan kapının açılmayacağını öğrenin.” dedim.
Güçlükle kendimi biraz toparladıktan sonra yoluma ağır ağır devam ettim.
İnönü Kapalı Çarşısının önüne geldiğimde ise bu defada her zaman ki gibi yine rampanın önüne bir belediye otobüsünün park ettiğini gördüm. Zaten burada ya belediye otobüsü ya da özel araçlar park ediyor.
Rampaya çıkamadığımız için trafik yolunda gidince kaza geçiriyoruz ya da çıkmış olduğumuz kaldırımlarda ise ineceğimiz yere geldiğimizde rampaların önü düşüncesiz sürücüler tarafından kapatıldığı için mağdur oluyoruz.
Kırk katır mı yoksa kırk satır mı sözünde olduğu gibi hangisini seçip yapacak olursak olalım sorun yaşamaktan kurtuluşumuz yok.
Burada yaşanan bu sorunla ilgili ve diğer tüm yaya kaldırımları hakkında yıllardır defalarca yazdım, dile getirdim ve en son belediye başkanımıza dosya halinde verdim.
Sonuç mu? İşte her defasında ya kaza geçiriyoruz ya da mağdur oluyoruz.
Geçirdiğim kazada elimin bileğindeki kireçlenmenin oynaması nedeniyle oluşan ağrıdan dolayı birkaç gün yatakta yatıp kalkmada, elbisemi giyip çıkarmada, tuvalet ve banyo gibi ihtiyaçlarımı gidermede, tekerlekli sandalyeme binip inmede büyük bir sorun yaşadım.
Çünkü ben ve benim konumda olan engelli insanlar birçok ihtiyacını kollarını ve ellerini kullanarak yapmaktadır.
Şimdi benim yaşadığım bu kazada aynaya bakmadan kapıyı açan sürücü elbette suçludur. Ancak asıl suçlu var olan yasaları uygulayarak erişilebilir standartlara uygun yaya kaldırımları yapmayan belediyelerdir.
Her yıl bu ve buna benzer kazalar yaşamaktayız. Yaşadığım her kazada ise aklıma ilk gelen Ankara’da 2012 yılının Kasım ayında çöp arabasının altında kalarak hayatını kaybeden Nevzat Özyavuzer oluyor.
Nevzat’da akülü tekerlekli sandalyesiyle yaya kaldırımlarının standart dışı olması nedeniyle çıkamadığından trafik yolunu kullanmak zorunda kalmıştı. Yolda giderken o esnada orada geçmekte olan bir çöp aracı çarparak altına aldığı için hayatını kaybetmişti.
Her kazadan sonra yapmayı düşündüğüm ancak her defasında ise iyi niyetliliğimden dolayı yapmadığım bir olayı bu defa yapacak ve buradan başta Adalet Bakanlığı olmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına ve kamuoyuna açıkça suç duyurusunda bulunacağım.
Günlük hayatımda evimden çıktıktan sonra yollarda, sokaklarda erişilebilir standartlara uygun olarak yapılmayan yaya kaldırımlarındaki rampaları kullanamadığımız için mecburen araç yollarını kullanmak zorunda kalıyor ve bu nedenle de sık sık kazalar geçiriyorum.
Kaza geçirmemize neden olan asıl sebep ise standartlara uygun erişilebilir rampaların yapılmamasıdır. Bunu yapmakla mükellef olan kurumların başında ise belediyeler gelmektedir. Bu nedenle evimden çıktıktan sonra yollarda başıma gelebilecek yaralanmalı ya da ölümlü trafik kazalarından dolayı hangi belediyenin görev alanında bulunuyorsam sorumlu o belediye başkanı ile yetkili görevlileridir. İşte bu belediye başkanları hakkında başta Anayasanın eşitlikle ilgili 10.maddesi ile 5378 Sayılı Engelliler Kanununun erişilebilirlikle ilgili maddesinde verilen görevleri yerine getirmedikleri için suç duyurusunda bulunuyorum.
Bu yazımdan ve suç duyurusundan dolayı göstermelik bir iki tane rampa düzelterek sorunu giderdiğini düşünecek belediye başkanları olursa onlara tek diyeceğim şudur. Göstermelik bir iki rampa düzeltmekle sorunu gidereceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bir şehrin erişilebilir olabilmesi amacıyla başta yaya kaldırımları olmak üzere kamuya açık olan tüm kapalı ve açık alanların evrensel standartlara uygun olarak yapılmasıyla sağlanabilir. Öyle bir iki tane rampa yapılmasıyla değil.
Sözün özü olarak, bu benim geçirdiğim ne ilk ne de son kazadır. Bu kazaları yaşayan tek engelli kişide ben değilim. Bu kazaları yaşamamıza neden suçlu varsa o da yasaları uygulamayan belediyelerdir. Bu nedenle Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan başta olmak üzere Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ve Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile diğer ilçe belediye başkanlarımıza sormak istiyorum. Evrensel standartlarda erişilebilir bir Malatya yaratılması amacıyla daha kaç defa kaza geçirmemiz gerekmektedir? Kaç engelli insanın hayatını kaybetmesi gerekiyor? Standartlara uygun şehir planlaması yapmak ve hayata geçirmek sizler için bu kadar mı zor?