Gündem

Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şubesi: "Emekliler yılında kötü olan yaşantımız çok daha kötü oldu

Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şube Başkanı Haydar Göktaş, deprem bölgesinde emeklilerin durumunun kötü olduğunu belirterek, “En düşük maaş 12 bin 500, ev kirası 20 bin olmuş. Başınızı yastığınıza koyduğunuzda hiç aklınıza geliyor mu bu emekli dul yetim maaşı alanlar bugün aç karınlarını çocuklarını nasıl doyurdu nasıl ısınıyor faturalarını nasıl ödüyor hastaneye nasıl gidecekler” dedi.

Abone Ol

Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şube Başkanı Haydar Göktaş, deprem bölgesinde emeklilerin durumunun kötü olduğunu belirterek, “En düşük maaş 12 bin 500, ev kirası 20 bin olmuş. Başınızı yastığınıza koyduğunuzda hiç aklınıza geliyor mu bu emekli dul yetim maaşı alanlar bugün aç karınlarını çocuklarını nasıl doyurdu nasıl ısınıyor faturalarını nasıl ödüyor hastaneye nasıl gidecekler” dedi.

Malatya’da Kapalı Çarşı üstünde bir araya gelen emekliler, yaptıkları basın açıklamasında derin bir yoksullukla mücadele ettiklerini söyledi. Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şube Başkanı Haydar Göktaş, en düşük emekli maaşının en az asgari ücret düzeyinde olması gerektiğini vurguladı. Göktaş, şöyle konuştu:

''Sayın cumhurbaşkanımız 2024 yılını emekli yılı ilan etmesinden 11 ay geçti değişen tek şey kötü olan yaşam standardımız çok daha kötü oldu. Elimizdeki ekmek sudan olduk. Başımızı soktuğumuz evimiz işyerimizde toprak altında kaldı. Kredi ve kredi kartı ödeyemeyecek hale geldi, icralık oldu. Emekli bayat ekmeği, pazarcı artıklarını bulamaz hale geldi. Siyasi iktidar deprem sonrası emekliyi, asgari ücretliyi unuttu. Sorunların unutulması ve konuşulmaması için devamlı ülkenin gündemini suni gündemlerle oyalamanın pesindeler. Emekli ne yediği ayazı unutur nede yazımızı kışa çevirmenizi unutacaktır. Artık 22 yıldır anlattığınız masallara inanmıyoruz. Artık biz bile torunlarımıza bir masalı ikinci kez anlattığımız da ‘anlatma' diyor 'masalın sonunu biliyorum' diyor. Anlatacağınız başka masal varsa dinleriz sizi. 

“Deprem felaket olur faturasını emekliye yoksula kesersiniz”

Suni gündemlerle unutturmaya çalıştığınız en büyük sorun gelirdeki adil olmayan paylaşımdır. Emeklinin açlığı sefaletidir. En düşük maaş 12 bin 500, ev kirası 20 bin olmuş. Başınızı yastığınıza koyduğunuzda hiç aklınıza geliyor mu bu emekli dul yetim maaşı alanlar bugün aç karınlarını çocuklarını nasıl doyurdu nasıl ısınıyor faturalarını nasıl ödüyor hastaneye nasıl gidecekler? Hiç aklınıza geliyor mu?

Ülkenin gelirinin yüzde yetmişini yandaş, sizden yana olana yüzde yirmilik kesime verirken kalan yüzde otuzluk payı ülkenin yüzde yetmişini oluşturan emekli asgari ücretliye pay ederseniz huzur da bozulur adaletinize de güven kalmaz. Üstelik bu üç beş yıllık bir zamanda değil. 22 yıldır devam ediyorsa bu sizin zenginden yandaştan yana tercihiniz deriz. Ülkenin refahını gelirini zenginden mülteciden yana kullanıyorsanız biz emeklilere enflasyonun sıkıntılarını yüklersiniz, deprem felaket olur faturasını emekliye yoksula kesersiniz.

“Çekilen acılar tamamen unutuldu”

6 Şubat depremin üstünden 22 ay geçti. Sayın cumhurbaşkanımız 2024 yılını emekliler yılı olarak ilan ettikten sonra 12 ay geçti kendi ülkemizde kendi yılımızda hiçbir şey yapılmadı emekli aç ve açıkta evsiz barksız borç içerisinde. Maalesef dünyanın şahit olduğu bu şartlar altında yaşamaya çalışıyor. Bir mucizeyi gerçekleştiriyor. Maalesef deprem anında ve sonrasında çekilen acılar tamamen unutuldu. Hükümetin istediği gibi, ne konuşuluyor nede çare üretiliyor. Depremzede acısı ve sıkıntıları ile baş başa bırakıldı. Hükümetin unuttuğu gibi bölge halkının oyları ile meclise giden 95 deprem bölgesi milletvekilleri de yetersiz kaldı. Zaten normal şartlarda geçinmesi imkânsızken birde depremzede emeklilerin çektiği sefaleti tahmin etmek mümkün değildir.

Deprem öncesi zaten emekli geçinemezken deprem sonrası açlığa mahkûm edildi. Taş devrine döndü emeklinin hayatı ne başını sokacağı bir evi nede ailesinin gıda ihtiyacını karşılayacak maddi gücü var. Taş devrinde yaşayan insanlar yiyecek kuru ekmeği vardı şimdi oda kalmadı. Her tarafı yıkılmış aç açıkta kalmış başını sokacak evi işyeri yıkılmış. Deprem bölgesinde enflasyon yüzde 300 olmuş sadece Malatya da 350 bin kişi şehri terk etmiş. Vaat edilen konutlar iş yerleri yapılamamış en kötüsü deprem ve sonrası sorunlar unutulmuş. 20 ay geçmiş hala bir tane işyeri teslim edilmemiş esnafın ve emeklinin borçları katlanmış yüzde yetmişi kredi ve kamuya olan borçlar yüzünden icralık duruma gelmiş.''