ERZURUM (AA) - TEVHİD FURKAN NEHRİ - İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Ercan Yüksel, "Değişik dönemlerde inşa edilmiş yapıların, yapı kalitesi anlamında birbirinden farklılıkları olabilir ama özellikle az katlı ve daha geleneksel yöntemlerle üretilen yapıların güçlendirilmesine yönelik pek çok basit ve etkin, deneysel olarak kanıtlanmış yöntemler var." dedi.
Erzurum'da düzenlenen Deprem ve Beton Prefabrikasyon Teknolojisi Çalıştayı'na katılan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi ve İTÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Ercan Yüksel, AA muhabirine, Deprem Haftası'nın farkındalık oluşturması açısından son derece önemli olduğunu söyledi.
Yüksel, muhtemel zararların nasıl azaltılacağının Deprem Haftası gibi zamanlarda da gözden geçirilmesi gerektiğini anlattı.
Mevcut yapı durumlarının gözden geçirilip muhtemel bir depremde zarar alması durumunda güçlendirme veya yenileme gibi çalışmaların planlanmış olması gerektiğini vurgulayan Yüksel, "Pek çok belediye bu konu ile ilgili önceliklendirme veya mevcut yapı stokunu tam olarak sayısallaştırma ve öncelik oluşturma konusunda faaliyetler gösteriyor. Değişik dönemlerde inşa edilmiş yapıların, yapı kalitesi anlamında birbirinden farklılıkları olabilir ama özellikle az katlı ve daha geleneksel yöntemlerle üretilen yapıların güçlendirilmesine yönelik pek çok basit ve etkin, deneysel olarak kanıtlanmış yöntemler var." diye konuştu.
Prof. Dr. Yüksel, şöyle devam etti:
"Örneğin 1993 yılında yapılmış köyde iki katlı bir bina var. Yeter ki vatandaşa risk hatırlatılsın. Yapacağı çok büyük bir şey yok. Yapılacak şey, bir hasır donatı alıp küçük kaliteli beton ve yığma duvarın üzerinde incecik iki perde oluşturup, kalıp bile kurmadan beton sıvayla sıvaması. Bu basitlikte bir yapının rahat uyuyabileceği deprem güvenli bir yapıya dönüşmesi için yeterli. Bir başka örnekte kötü nitelikli betonarme binası var. İçerisine dayanımı çok yüksek olan pres tuğla nodüller oluşturma suretiyle buradaki depreme dayanıklılık kapasitesi yukarlara çıkıyor. Basit bir inşaat işi. Eli harç ve mala tutan herkesin yapabileceği bir iş, depreme karşı güvenli yaşamanızın sürecini oluşturabilir."
Az katlı ve daha geleneksel yöntemlerle üretilen yapıların güçlendirilmesine ilişkin pek çok akademisyenin bu anlamda önemli çalışmaları bulunduğunu dile getiren Yüksel, "Bunların hayata geçmesiyle ilgili insanımızın kararlı ve bunu talep etmesi gerekiyor. Bunun ötesinde yeni yapılan binalarda gelecek dönemlerde benzer sorunlar yaşamamak için gerek tasarım gerekse üretim aşamasında dikkatli olarak üretilip kontrol edilmesi gerekir. Yani bir mühendisin tasarladığı binanın aynı ciddiyetle farklı bir mühendis grubu tarafından yerine uygulanması gerekiyor. Buna dikkat etmemiz ve sorgulamamız lazım." ifadesini kullandı.
Yüksel, deprem riskine karşın insanların bina seçimlerinde sorgulayıcı olması gerektiğini vurgulayarak, "İçinde bulunduğu binanın projesine sahip olması, uzmanına gösterip güncel standartlara ne kadar yakın, bu koşullara ne kadar uygun sorgulaması lazım. Şüphe uyandıran bir sonuç varsa güçlendirmeyle ilgili hareket etmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Uzun ve orta vadede mikro bölgelemenin önemini anlatan Yüksel, yeni yerleşim yerleri seçiminde zemin özelliği ve depremselliğin öncelikle dikkate alınması, bina yenileme çalışmalarının teşvik edilmesi ve modern tekniklerin insanların hayatına girmesini sağlamak gerektiğini kaydetti.