CHP İzmir İl Kadın Kolları Kongresi'nde konuşan Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, "Eşit yurttaşlık hakkımızın en temel teminatı olan Medeni Kanun için bakan 'sil baştan yapacağız' diyebiliyor. Biz, 'medeni kanun sil baştan' diyenleri siyasetten sileceğiz. Eşit bir Türkiye'yi hep birlikte yaratacağız" dedi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, partisinin İzmir İl Kadın Kolları Kongresi'ne katıldı. Kongrede konuşan Nazlıaka, "Kongremiz hayırlı uğurlu olsun. Gerçekten önemli bir kongre çünkü burası işgale karşı ilk kurşunu atarak İzmir'de ve Anadolu'da büyük bir direnişe öncülük eden güzel İzmir. Buradan Hasan Tahsin'i hakkıyla bir kez daha minnetle, saygıyla anıyorum. Burası aynı zamanda ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi, hepimizin annesi Zübeyde Hanım'ın ebedi istirahatgahının bulunduğu güzel İzmir. Burası aynı zamanda eşitliğin, çağdaşlığın, demokrasinin, özgürlüğün, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireylerin ve cesur kadınların kenti güzel İzmir. Onun için bu çok önemli insanı gerçekleştiriyoruz bu cumhuriyet kentimizde. Ben de sizlerle birlikte olmaktan büyük bir onur, büyük bir gurur duyuyorum" dedi.

"AKP iktidarının bakış açısına hep birlikte 'dur' dedik"

"Burası laikliğin, eşitliğin, demokrasinin kenti. O yüzden İzmir bu kadar AKP iktidarının hedefi noktasında" diyen Nazlıaka, şunları kaydetti:

"ÇEDES projesini ilk olarak burada başlattılar. Hepiniz hatırlayacaksınız bir dönem Hayat Bilgisi diye bir dizi vardı. Orada Perihan Kutman bir öğretmeni canlandırıyordu. Ona 'hocam hocam' dediklerinde ne diyordu? 'Hoca camide olur.' Ne yaptılar şimdi? Okullara imamları soktular. İzmir eşitliğin kenti. Evet, İzmir eşitliğin kenti ama ne yazık ki şu anda bizi yöneten 'ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum' diyor. Uyguladığı politikalarla da bunu çok net bir şekilde gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı üç kez 'boş ol' diyerek çıkıyor. Ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi yasası ki bunda her birimizin emeği var. Ben o dönemde parlamentodaydım ama biliyorum ki burada kadın hareketinden gelen birçok arkadaşımın da emeği var. Şimdi bu yasayı budamaya Kalkıyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin evlilik sonrası kadınların kendi soyadını koruyabilme kararına rağmen şimdi soyadı hakkımızı bile elimizden almaya çalışıyorlar. Neymiş? Aile bütünlüğünü bozarmış. Aile bütünlüğünü şiddet, ekonomik zorluklar, ülkedeki ortadan kalkan toplumsal barış ortamının olmaması bozar. Böylesine bir yaftalamayla bizim haklarımızı budamaya kalkıyorlar. İstismara uğrayan çocuklar için çocuğun rızasından bahsedebiliyorlar. Şiddet gören kız kardeşlerimiz için tolere edilebilir oranda şiddet arttı cümlesini kurabiliyorlar. Her üç kadından birinin hayatının bir döneminde şiddet türlerinden en az birine maruz kaldığını biliyoruz. Yani şiddet türü deyince aklınıza sadece cinsel, fiziksel şiddet gelmesin. Psikolojik şiddet de bir şiddet türüdür. Mobbing bir şiddet türüdür. Yani psikolojik şiddet. Ekonomik şiddette bir şiddet türüdür. Dijital şiddet bir şiddet türüdür. Dolayısıyla her birimiz kimi zaman siyasette de yaşadığım haksızlıklarla şiddete maruz kalabiliyoruz. İşte bu noktada AKP iktidarının bakış açısına hep birlikte 'dur' dedik. 'Dur' demeye de devam ediyoruz.

"Tehditlerle karşı karşıyayız"

Yoksullukla mücadelede iktidar mücadele etmek yerine kadın yoksulluğunu adeta seyrediyor ve yoksulluğu yok eden değil yöneten olmaya çalışıyor. Eşit işe eşit ücret alınmaması, kadınların istihdamın dışına itilmesi, kadınların üç kuruşluk nafaka hakkına bile göz koyulması gibi tehditlerle karşı karşıyayız. Eşit yurttaşlık hakkımızın en temel teminatı olan Medeni Kanun için bakan 'sil baştan yapacağız' diyebiliyor. Biz, 'medeni kanunu sil baştan' diyenleri siyasetten sileceğiz. Eşit bir Türkiye'yi hep birlikte yaratacağız. Çocuklarımızın laik, çağdaş bilimsel eğitim hakkı her geçen gün ortadan kaldırılmaya çalışılırken 4+4+4 sistemiyle erken yaşta zorla evliliklerin ve çocuk işçiliği sayısının ne kadar arttığını hepimiz son derece iyi biliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur

''Hedefimiz eşit temsil"

Geldiğimiz noktada bugün Türkiye'de nüfusun yüzde 11'i kadın belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Kadın belediye meclis üyesi sayısı dörde katlandı. 2019'da 643'tü şimdi 2 bin 700'lere ulaştı. Kadın belediye başkan sayısı dörde katlandı. Hedefimiz eşit temsil. O yüzden emeği olanların da daha fazla yemeği olacak. Daha fazla liyakatla değerlendireceği bir süreci elde edeceğiz hep beraber. Bunu da birlik içinde, beraberlik içinde yapacağız sevgili kız kardeşlerim. Parti bir takım kararları alırken benim aynı zamanda parti meclisi üyesi olarak genel başkanımız sayın Özgür Özel'in bana olan takdiriyle aynı zamanda genel başkan yardımcısı yapıp karar mekanizmalarında yer almamında bu sürece katkısı olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte ilçe kadın kolu başkanlarımız, ilçe yönetiminin yetkili organı olacak. İl kadın kolu başkanlarımız il yönetiminin yetkili organında yer alacak, yetkisi olacak. Bunu her kademede bu şekilde olacak. Bunu sağlamamız gerekiyor ki karar mekanizmalarında etkili olabilelim. Öğrendim ki bugün iki adayımız yarışıyormuş. Ben dediğim gibi her iki adayımıza da başarılar diliyorum. Ve hepimizin bildiği bir gerçeği tekrarlıyorum. Bu seçimin kaybedeni yok değerli arkadaşlar. Ama bu seçimi kazananı çok. Bu seçimin kazananı İzmir olacak. Bu seçimin kazananı Cumhuriyet Halk Partisi olacak. Bu seçimin kazananı büyük Türkiye Cumhuriyeti ailesi olacak. Bu seçimin kazananı eşitlik mücadelemiz olacak. Ben 'yaşasın kadın dayanışması', 'yaşasın mücadelemiz' diyorum." 

 

Muhabir: Haber Merkezi