Ekonomik darboğaz ve geçim sıkıntısının hem işçiyi hem de işvereni etkilediği bugünlerde yeni asgari ücretin belirlenecek olması her iki kesimi de taleplerde ortaklaştırdı.
Anka Haber Ajansı, Ankara’da oto sanayi bölgelerinde hem işçiye hem de işverene mikrofon uzattı. Asgari ücretle geçinmeye çalışan işçi de asgari ücretle personel çalıştıran işveren de 2025 yılında geçerli olacak yeni asgari ücretin en az 30 bin olması konusunda ortak görüş dile getirdi.
İşçi ve işveren arasındaki tek fark, asgari ücretli personel çalıştıran iş yeri sahiplerinin vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi gibi dolaylı destek uygulamalarına vurgu yapması oldu.
Hayat pahalılığını dile getiren bir işveren, 2025 yılında asgari ücret 30 bin TL olsa bile bu ücretin yetersiz kalacağını vurguladı. Bir mutfak alışverişinin bile 3 ila 5 bin TL civarında tuttuğunu ifade eden işveren, küçük esnafın da yeterli gelire sahip olmadığını hatırlattı. Bir başka işveren ise asgari ücret artışının yanı sıra vergi düzenlemesi de yapılması gerektiğine vurgu yaptı ve böylece işverenlerin de rahatlayacağını ifade etti. Bu ay çalışanların sigortasını yatırdığını ancak kendi sigortasını yatıramadığını anlatan işyeri sahibi, devletin küçük ölçekli işletme sahiplerine de vergide kolaylık sağlaması gerektiğini vurguladı.
İşçi ile işvereni buluşturan talep: En az 30 bin, vergide adalet
Mevcut asgari ücretten hiç memnun olmadığının altını çizen bir çalışan, bekar olduğu halde bu ücretle geçinemediğini vurguladı. Sosyalleşmek amacıyla bir kafeye gittiğinde bile ödemek zorunda kaldığı hesabın bütçesini çok zorladığını anlatan işçi, asgari ücretin önümüzde yıl en az 30 bin TL olması gerektiğini belirtti.
Oto tamir sanayi sitesinde çalışan bir başka işçi de, çalışanlar için asgari ücretin yetersiz olduğunu kendi yaşamından örneklerle anlattı. Mevcut asgari ücretle kimsenin geçinmesinin mümkün olmadığını ifade eden işçi, yemek ihtiyacını bile tam olarak karşılayamadığını belirterek 2025’te asgari ücretin en az 25 bin TL olması gerektiğini söyledi.
“Pazara gittik ama meyve satın alamadık”
Asgari ücretin 2025 yılında en az 30 bin TL olması gerektiğini söyleyen bir başka çalışan, bu ücretin de yetersiz olacağının altını çizdi. Şu anda aylık 12 bin TL ev kirası ödediğini ve mevcut asgari ücretle 5 kişilik ailesinin geçimini sağlamakta zorlandığını ifade eden çalışan, önceki gün pazara gittiklerini, meyvelere yalnızca dokunabildiklerini ama satın alamadıklarını anlattı.
Mevcut durumda hem işverenler hem de işçilerin mağdur olduğunu kaydeden bir işveren, şu anki ev kiraları dikkate alındığında asgari ücretin en az 25 bin TL olması gerektiğini belirtti. Bağkur ve sigorta yükünün de arttığını belirten işveren, vergi düzenlemesi yapılmasının işverenlerin rahatlamasına yardımcı olacağını vurguladı. İşveren, çalışanların bağkurunu yatırdığını ancak kendi bağkurunu yatıramadığını ifade etti ve devletin esnafa vergide kolaylık sağlaması gerektiğini belirtti. Yanında üç çalışanla lastikçilik işiyle uğraşan işyeri sahibi, bir ürünün yüzde 20’sinin vergi olduğunu belirterek küçük esnafın ödemelerinin kolaylaşması için devletin kredi kartlarına taksiti artırması gerektiğini de savundu.
“Marketlerde her gün etiketler değişiyor”
Emekli olmasına rağmen çalışmaya devam eden bir çalışan ise asgari ücrete ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Asgari ücret gerçekten çok düşük en az 30 olması gerekir. Hayat şartlarına bakarsanız 30 bile az. Her şey pahalılaştı durmadan da pahalılaşıyor. En azından gelir düzeyini yükseltmek için çaba sarf edilmesi gerekir. Piyasada durmadan fiyat artışı var, maaşlarda hiç artış yok, olduğu gibi duruyor. Şimdi asgari ücret açıklanacak diye bekliyorlar. Her gün etiket değişiyor marketlerde. Büyük bir ekonomik sistemi iyileştirme gerekiyor vatandaşlar için.”