Kültür & Sanat

8600 Yıllık Çatalhöyük Ekmeği yeniden üretildi

Yozgat Bozok Üniversitesi'nde 8 bin 600 yıllık, dünyanın en eski ekmeği olan ‘Çatalhöyük ekmeği’ ile birlikte 3 bin 500 yıllık Hitit ve Roma dönemi ekmeklerinin üretimi yapılarak, sergilendi. Arkeoloji bölümünde antik çağlarda pişirilen ekmeklerden bazılarına yönelik araştırma sonrasında elde edilen verilere bağlı kalınarak üretilen ekmeklerin, halk tarafından beğenildiği kaydedildi. 

Abone Ol

Yozgat Bozok Üniversitesi'nde 8 bin 600 yıllık, dünyanın en eski ekmeği olan ‘Çatalhöyük ekmeği’ ile birlikte 3 bin 500 yıllık Hitit ve Roma dönemi ekmeklerinin üretimi yapılarak, sergilendi. Arkeoloji bölümünde antik çağlarda pişirilen ekmeklerden bazılarına yönelik araştırma sonrasında elde edilen verilere bağlı kalınarak üretilen ekmeklerin, halk tarafından beğenildiği kaydedildi. 

Yozgat Bozok Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından antik çağlarda pişirilen ekmeklerden bazılarına yönelik araştırma yapıldı. Hitit Çivi yazılı metinlerde bulunan tariflerden yola çıkılarak Antik dönemlere ait ekmekler, aslına uygun olarak hazırlandı. Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Erdoğan gözetiminde arkeoloji bölümü son sınıf öğrencisi Davut Hatip, uygulamalı olarak ekmekleri hazırladı. Ekmeklerin unları taş değirmende öğütülerek elde edildi. İçinde peynir, bal, incir, kuru üzüm ve kuru meyveler bulunan ekmeklerin tariflerinin 8 bin 600 yıl öncesine dayandığı, sonraki dönemlerde ait farklı şekil ve ebatlarda dört çeşit ekmek hazırlanarak, üniversite kampüsünde serilendi.

“Hepsi de antik çağ usulüne uygun üretildi”

Arkeoloji bölümü son sınıf öğrencisi Davut Hatip, ekmeklerin tabletlerde yer alan tariflerine uygun olarak hazırlanıp, pişirildiğini belirterek şöyle konuştu:

“Yozgat bölgesel olarak da çok eski medeniyetlere beşiklik yaptığı için özellikle Hitit ve Roma ekmeklerini biz ayrıca denedik, çok güzel sonuçlar aldık. Bunları Hitit tabletlerinde bulduğumuz metinlerdeki açıklanan gıdalar üzerinden yola çıkarak bu ekmekleri yaptık. İçerisinde bezelye, fındık, incir daha sonrasında tam buğday unu gibi materyaller bulunmakta. Hepsi de antik çağ usulüne uygun üretildi. El değirmenlerinde çekildi, unlarımızın tamamı. Daha sonrasında pişirme süreci de yine antik çağ pişirme usulüyle yapıldığı için lezzeti de yine o dönemi çağrıştırmaktadır. İçerisinde bir de ayrıyeten 8 bin 600 yıllık, dünyanın en eski ekmeği bulunmakta, Çatalhöyük ekmeği. Bunun içerisinde bezelye unu, arpa unu ve diğer tam buğday unları mevcut. Bu da Çatalhöyük'te yapılan bir kazı sonucunda mumyalaşmış olarak bulunuyor ve yapılan analizler sonucunda da içerisinde bezelyeden, arpadan ve tam buğdaydan olduğu, mayalandığı yani normal ekşi maya kullanıldığı kanaatine varılıyor, incelemeler sonucunda. Bu şekilde Yozgat halkında da beğeni topladı ekmekler. Hocalarımızın sayesinde başarılı bir sonuç elde ettik. Eskiden üretilen ekmekler tamamen organik undan. Özellikle içerisinde kavılca unu da var 10 bin yıllık bir buğday. Bu tüketildiği zaman da sindirim sıkıntısı yaşanmıyor. Çölyak hastaları da bunu rahat tüketebiliyor. Çünkü geleneksel ve tam geleneksel buğday olduğu için, içerisinde bulunduğu için rahat bir şekilde tüketebilirler. Sağlık açısından da besleyici, mesela yenildiği zaman sizi akşama kadar tok tutacaktır, öyle bir ekmek. Normal ekmekler gibi beyaz undan yapılmadığında daha çok aşırı derecede insanları tok tutuyor.”

“Sümer, Babil, Hitit tabletlerinden ekmekleri hakkında bilgi alabiliyoruz”

Yozgat Bozok Üniversitesi mutfağında hazırlanıp, taş fırında pişirilen antik çağ dönemlerine ait ekmeklerin üniversite yerleşkelerinde sergilendiğini aktaran Öğretim üyesi Doç. Dr. Serkan Erdoğan ise şöyle konuştu:

“Tarih öncesi Çatalhöyük ekmeklerinden başlayarak Sümer, Hitit ve Roma dönemine ait ekmekler sergileniyor. Yozgat bölgesi Hititlerin çekirdek bölgelerinden bir tanesi ve Hititlerde ekmek konusunda oldukça titiz davranan bir kültür. Bununla beraber çeşitli tabletlerde özellikle Sümer, Babil, Hitit tabletlerinden ekmekleri hakkında bilgi alabiliyoruz. Yozgat bölgesi tarih öncesinden Roma dönemine değin değişik kültürlere ev sahipliği yapmış olan bir coğrafya. Bu yüzden özellikle coğrafyamızda Hitit ve Roma ekmekleri yapıldı.

Bunun neticesinde Yozgat ve dolayısıyla Orta Anadolu Bölgesi'yle ilişkili olan Sümer ve Babil ekmekleri de burada sergilendi. Buradaki esas amaç Yozgat'ta da izlerini sürebildiğimiz kültürlerin ekmeklerinin nasıl olduğunu belirleyip, yeniden canlandırmak, günümüze ulaştırmak. Ekmekler genellikle mayalı olarak yapılıyor. Sümerlerde mayasız olarak da yapılan var. Bunun yanında tuz, tereyağı tabii yapılışına göre farklı kültürlerde kuru meyveler, bununla beraber meyve sularının da kullanıldığını biliyoruz. Özellikle eski çağ kültürlerinde Hititlerle veya Mezopotamya kültürlerinde bu ekmek çeşitlerinin oldukça çeşitli olduğunu bilmekteyiz. Biz de bunların en azından bir demet örneğini bu vesileyle sunmuş bulunmaktayız.”